Dönüm noktasında hissettiği an yaratmanın değerini anlayan Tuba Oskan “Ellerimle bir şeyler yaratmalıyım, ama ne?” diye sorgulamış. Ardından yaratıcılığını zihninde annesiyle özdeşleştirdiği çiçeklere nakşetmekte bulmuş. 2014’te Türkçeye Beş Gün Beş Hikâye diye çevirebileceğimiz Five Days Five Stories adlı çiçekçilik eğitimi için Almanya’ya gitmiş. Burada çiçek sanatçılığıyla tanışan Oskan, her bir çiçek tasarımının aslında bir hikâye anlattığını keşfetmiş. Daha sonra hayatla bağını yeniden kurmak için giriştiği çiçek tasarımcılığına dair eğitimler almaya devam etmiş. Telinden suyuna, vazosundan ilacına çiçek tasarımının her adımını düşünüp doğanın bu mucizesine yeni bir ruh üflemeyi öğrenen florist, çiçeklerle yepyeni bir dünya yaratmayı işe dönüştürmeye o gün karar vermiş. Oskan çiçek tasarımlarını bir yaratım olarak adlandırıyor. Uzun yıllar bu yaratımın her aşamasını da tek başına yapmış. Oskan “İlk başladığımda Beşiktaş’ta stüdyo tuttum. Dört sene boyunca tek başıma çalıştım. Kovayı da taşıdım, aranjmanı da teslim ettim. Herkes bana ‘Neden usta tutmuyorsun?’ diye soruyordu. Fakat ben işi tam anlamıyla öğrenmek istiyordum. Başından sonuna elinizin değmediği bir şeye nasıl tasarım diyebilirsiniz ki?” diye soruyor. Çocukluğundan beri ilhamını hep doğadan alan florist yaratımlarına tek başına devam ediyor. Oskan’a göre çiçekler ruhu olan canlılar. Tam da bu nedenle tasarımı yaparken trendlere bağlı kalmak anlamsız. Zaten ilk dikkat edilmesi gereken çiçeğin kim için ve neden aranjmana dönüştürülmek istediği. Sonuçta her tasarım ithaf edildiği kişinin hikâyesini anlatıyor. İyi bir sanatçının elinden çıkmış, yapım aşamasında verilen emeğin her bir zerresini görebildiğimiz bir vazonun ya da objenin üzerine inşa edildiğinde de değeri katmerleniyor. Doğanın sunduğu her bitkiyi, odunu ve bazen de incir dallarını mis kokulu çiçeklerle bir araya getiren Oskan için çiçek tasarımında sınırları ruhunuzun derinliği belirliyor. Hâliyle emeğin, özgün fikrin olmadığı, insana bir duygu aksettirmeyen hiçbir tasarım yaratım olmuyor.Sinem Arslan’la sohbetinden.Bu yazı, Inc. Türkiye Eylül 2024 sayısında yayınlanmıştır. Abonelere özel çok daha fazla içerik için şimdi size özel tekliflerimizi inceleyin!