Kapitalizm bir zamanlar , ekonomik dünyanın tartışmasız kralıydı. Toplumları şekillendirdi, politikaları dikte etti ve insanlığın gördüğü en yenilikçi teknolojilere hayat verdi. Fakat tüm krallıklar gibi onun da temelinde çatlaklar ortaya çıkmaya başladı. Önceden pazarları ve kârı büyümeyi sağlayan motorlara dönüştürebilen bu sistem, Yunanistan’ın eski maliye bakanı Yanis Varoufakis’in Teknofeodalizm: Kapitalizmi Öldüren Ne? şeklinde Türkçeleştirebileceğimiz Technofeudalism: What Killed Capitalism kitabına göre şaşırtıcı bir halefin ortaya çıkışıyla yok oldu: Teknofeodalizm.Bir anlığına geçmişte, kalabalık bir pazarda olduğunuzu hayal edin. Tüccarların sesleri ve alıcıların pazarlıkları kapitalizmin yaşam damarlarıydı. Rekabet, yenilik ve kâr arayışıyla büyümüştü. Ama şimdi o pazarı bugünün sanal platformlarıyla değiştirin: Amazon, Google, Alibaba. Gürültü yerini sessiz algoritmalara bırakmış. Tüccarlar artık platform sahipleri. Alıcılarsa sadece tüketiciler değil, aynı zamanda verileri ve zamanlarıyla bu yeni sisteme katkı sağlayan üretken emekçiler.Varoufakis’in anlatısı çarpıcı bir iddiayla başlıyor: Kapitalizm öldü. Ve onu öldüren, dışarıdan bir güç değil, kendi yarattığı varlıklarından biri: Dijital teknoloji. Son 20 yılda bir zamanlar özgürlük ve demokrasi sembolü olarak kutlanan internet, teknoloji devleri tarafından özelleştirildi ve merkezileştirildi. Pazarın görünmez eli yerini platformların demir yumruğuna bıraktı. Bu platformlar sadece işlemleri kolaylaştırmıyor, aynı zamanda erişimi kontrol ediyor, kira topluyor, rekabeti yönlendiriyor ve bu sayede bireylerle uluslar üzerinde eşine az rastlanır bir güce sahip oluyor.Kitapta Varoufakis “bulut sermayesi” kavramını da tanıtıyor. Bu yeni sermaye biçimi, geleneksel pazarları ve kârı anlamsız hâle getirdi. Rekabetin yeniliği desteklediği düzen yerine dijital platformların yönettiği feodal benzeri bir ekonomi düzeni geldi. Bu platformlar pazarların yerini aldı ve kullanıcıların verilerini ve bağımlılığını kâr yerine kira olarak topladı.Peki bu neden önemli? Varoufakis’in belirttiği gibi teknofeodalizm eşitsizlikleri derinleştirdi, demokrasiyi zayıflattı ve küresel krizleri artırdı. Üstelik bu sadece ekonomik bir değişim değil aynı zamanda gücün dönüşümü. Feodal dönemde toprak sahipleri hükümdârdı. Bugünse bulut sermayesinin sahipleri. Ve eski köylüler gibi biz de platformlara bağlıyız. Seçenekler sınırlı, otonomi sözde ve liberalizm öldü. Fakat hikâye burada bitmiyor. Varoufakis’in kitabı hem kapitalizmin ağıdı hem de bir eylem çağrısı. Verilerimizin kontrolünü yeniden kazanmayı, platformları merkezsizleştirmeyi ve daha adil bir dijital gelecek inşa etmeyi hayal etmemizi istiyor. Vizyonu cesur ama teknolojinin sözlerini zincirlere dönüştürdüğü bir dünyada yankı uyandırıyor.Bu cesur yeni dünyada yol alırken, kitap bize şu soruyu soruyor: Bu yolculukta sadece yolcular mıyız, yoksa kontrolü ele alabilir miyiz? Varoufakis yanıtın teknolojiyi reddetmekte değil, yarattığı sistemleri yeniden şekillendirmekte yattığını savunuyor. Sonuçta tarih gösteriyor ki en güçlü imparatorluklar bile düşebilir, hatta belki teknofeodalizm de.Böylece, eskiyle yeninin kesişme noktasında duruyoruz ve şu soruyla boğuşuyoruz: Ne tür bir gelecek inşa etmek istiyoruz? Cevap kolay olmayabilir fakat nerede olduğumuzu ve buraya nasıl geldiğimizi anlamakla başlayabiliriz. Bunun için eski bakan bize etkileyici bir harita sunuyor.Bir diğer soru şu: Bu harita yeterli mi? Dar Koridor kitabıyla Daron Acemoğlu’nun ortaya koyduğu üzere insanlığın bu yeni feodal düzenin etkilerinden korunması için kurumları ve düzenlemeleri yeniden tasarlaması şart. Acemoğlu rönesans ve reform dönemlerinde olduğu gibi toplumsal ve politik yapıların köklü bir yeniden inşa sürecinden geçmesi gerektiğini savunuyor. Zira bireylerin özgürlüklerini ve haklarını koruyacak bir dengeye kavuşması ancak bu şekilde mümkün olabilir.Bu bağlamda teknofeodalizmin tehditlerine karşı sadece bireysel farkındalık olmadığını söyleyebiliriz. Toplumsal çapta etkin kurumlar ve şeffaf düzenlemelerin hayata geçmesiyse insanlığın geleceğini korumanın anahtarı.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.