Teknoparklar her ne kadar grilerle tanımlansa da aslında iç içe geçen binbir rengi aynı çatı altında toplayan yapılar. Ve içleri cıvıl cıvıl bu yapılar, olağanüstü değişim hikâyelerine ev sahipliği yapıyor. Bu güçlü hikâyeleri oluşturanların başındaysa hiç şüphesiz kadın girişimciler geliyor. Kendi yolunu çizen, inovasyon, başarı ve sürdürülebilirliğin öncüsü kadınlar, önemli keşifleriyle teknoloji dünyasına yön veriyor.Biyoteknoloji, elektrikli araçlar ve oyun dünyası… Gelin, sayıları her geçen gün artan kadın girişimcilerin teknoparklarda sadece iş yapma biçimini değil, aynı zamanda dünyayı nasıl değiştirdiklerini bizzat olayın kahramanlarından dinleyelim. Sürdürülebilir Geleceği İnşa Eden Kadın GücüYosun Karasu, Kurucu Ortak, VERY TeknolojiKadın girişimci sayısındaki artış, iş dünyasında sadece cinsiyet eşitliği değil aynı zamanda sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk gibi temel konularda da iyileşme sağlıyor. Çünkü hayatı kuran kadın liderler iş stratejilerini sadece finansal kazanç üzerine değil, toplum ve çevre etkilerini de göz önüne alarak tasarlıyor. 50’den fazla mobilite firmasına ev sahipliği yapan YTÜ Yıldız Teknopark’ta elektrikli araç sektöründe ciddi işler yapan VERY Teknoloji kurucu ortağı Yosun Karasu da o kadınlardan. Karasu, sürdürülebilir mobilite vizyonunu hayata geçirmekle yetinmiyor aynı zamanda endüstriye çeşitli bakış açıları kazandırıyor. “Elektrikli araçların çevreye etkisi ve gelecekteki potansiyelleri konusundaki derin tutkum bu işe başlamada temel motivasyonum oldu. Otomotiv endüstrisinin sürdürülebilir bir dönüşüme ihtiyacı olduğunun farkındaydım. Üniversite yıllarından beri otomotiv konusunda çalışmalarda bulunuyorum. Bu süreçte fosil yakıtla çalışan araçların çevreye verdiği zarar ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki önemi konusunda derin bir anlayış kazandım. Elektrikli araçların çevresel negatif etkileri azaltma potansiyeli ve gelecekteki sıfır emisyonlu mobilite vizyonu beni harekete geçirdi. Bu tutkum, elektrikli araçların üretimi ve yaygınlaştırılmasıyla birleşince, girişimci olmaya karar verdim. Amacımız, sürdürülebilir bir gelecek için elektrikli araç teknolojileri geliştirmek ve bu alanda deneyimli arkadaşlarımızla birlikte sektörde öncü bir dünya markası oluşturmak. Birçok Girişimci Bu Aşamada Pes EdiyorKarşılaştığım en büyük zorluk, fikir aşamasındaki bir üründen elde edilen ilk prototipi üretmek ve test etmek oldu. Sanayi ürünlerinde az adetli üretim, test kuruluşlarındaki yoğunluk ve imkânların azlığı, girişimde bulunma konusundaki en önemli kısıtlardı. Zamanla bu kısıtları aşmak mümkün olsa da büyük bir iş yükü oluşturduğunu ve maddi-manevi kayıplar yaratabileceğini belirtmeliyim. Birçok girişimci bu aşamada pes ediyor. Benim yolculuğumdaki şansım, çalıştığım ekip ve ortaklarımın yetkinliğiydi. Hem tasarım hem de üretim tarafında karşılaştığımız zorlukları bu sayede aşabildik. Alanında yetkin bir ekiple çalışmanın sağladığı en büyük konfor, tasarımda esneklik ve hızlı adaptasyon. Piyasa koşulları ve teknolojik gelişmeler sürekli değişiyor. Bu nedenle daima esneklik göstermek ve değişikliklere uyum sağlamak zorundayız. Bu deneyim, iş stratejilerimi ve yaklaşımımı geliştirmeme de yardımcı oldu. Ve şimdi daha güçlü ve dirençli bir girişim olarak ilerliyoruz.Küresel Büyümeyi HedefliyoruzŞu anda, elektrikli araç üretimi üzerine odaklanmış bir girişim olarak, VERY marka araçlarımızın üretimi için fabrika kurulumu ve üretim süreçlerine yoğunlaştık. Ayrıca, yenilikçi teknolojilere ve sürdürülebilir üretime odaklanarak endüstriyi şekillendiren öncü firmalardan biri olma hedefimizi sürdürüyoruz. Ulusal ve Avrupa Birliği projelerimiz devam ederken yeni konseptler üzerine çalışıyoruz. Gelecekte, elektrikli araçların daha geniş kitlelere ulaşması ve sürdürülebilir bir mobilite vizyonuna katkı sağlamak için küresel ölçekte büyüme hedefliyoruz.”Türkiye’den Amerika’ya Uzanan Bir YolculukNazlı Temurtaş, Monday Hero Kurucu Ortak ve CEOVizyoner liderlerin sadece kendi işinde değil globalde de sürdürülebilir değişimi nasıl tetikleyebileceklerine muhteşem bir örnek de hiç şüphesiz ki Nazlı Temurtaş. Yatırımcı görüşmelerinden farklı kıtalarda iş yapma becerisine kadar binbir zorlukla baş etmede örnek bir başarı hikâyesine sahip. İşte YTÜ Yıldız Teknopark firmalarından Monday Hero Kurucu Ortağı ve CEO’su Nazlı Temurtaş’ın ilham verici serüveni.“Üniversiteden mezun olduktan sonra deneyim kazanmak için özel bir bankanın IT departmanında çalışmaya başladım. Bir yandan da kendi şirketimi kurmak istiyordum fakat bir firmanın başarılı olması için doğru ekip arkadaşları, tecrübe, network ve finansman gerektiğinin de farkındaydım. Beş yıl sonra, bu hayali gerçekleştirebilecek koşullar oluşmaya başladı. Teknoloji ve Ar-Ge odaklı projelerde çalışırken şu anki ortağım Burcu Geneci’yle tanıştım. Milyonlarca insanın kullandığı bu ürünlerden aldığımız deneyimle, daha çok etki yaratabilecek ve daha yenilikçi fikirler üzerine çalışmaya karar verdik. Daha geniş bir fayda sağlama isteğimiz, deneyeyimimiz ve ekip dinamiklerimize güvenerek, girişimcilik serüvenine atılmaya karar verdik. Ve çalıştığımız işlerden ayrılarak kendi yolumuzu çizmeye başladık.İlk Zorluk Finansmana ErişimYeni bir iş kurarken satış, yazılım, ürün geliştirme ve finansman gibi birçok alanda zorluklarla karşılaşıyorsunuz. Bu süreçlerdeki sorunların her birini tek tek çözmeden ilerlemek de mümkün değil. Girişimcilik serüvenimizde en büyük zorluklardan biri finansmana erişimdi. Özellikle, yeni girişimlere yatırım yapma konusunda tereddütler var. Bu durum, özellikle fikir aşamasındaki projelere yapılan yatırımların genellikle düşük kalmasına neden oluyor. Biz, girişimimize çalışma hayatında yaptığımız birikimlerimizle başladık. Ancak projemiz yoğun yazılım geliştirme çalışması gerektirdiği için bu finansman yetersiz kaldı. Yatırımcılardan finansman alabilmek için genellikle satış yapmamız ve belirli bir büyüme oranı göstermemiz gerektiği söyleniyordu. Bu süreçte, birçok deneyimli melek yatırımcıya ulaştık ve onların desteğiyle ilk yatırım turumuzu tamamladık. Ayrıca, ürünümüz tasarımı kodlama sürecini hızlandıran bir araç olduğu için, bu yeteneği kullanarak diğer firmalar için yazılım projeleri geliştirdik ve devlet teşviklerinden yararlanarak finansman sağladık. İlk yatırım turumuzdan sonra, Türkiye’den VC’lerle de görüşmeler yapmaya başladık. Ancak, finansmana erişimi daha da kolaylaştırmak için bir sonraki adım olarak San Francisco’ya gitmeye ve yatırımcı çevremizi geliştirmeye karar verdik. Girişimi daha da ileriye taşımak için AWS Impact Accelerator programına katıldık. Dahil olduğumuz hızlandırma programları ve San Francisco’ya gidişimiz, girişimimizin değerli kaynaklara ve mentorlere ulaşmamızı sağladı. Ve tüm bu gelişmeler sayesinde daha geniş bir yatırımcı ağına erişmiş olduk.Girişimcilik Serüveni Rollercoaster GibiGirişimcilik aslında bir rollercoaster gibi, her şeyin çok hızlı geliştiği iniş ve çıkışlarla dolu bir yolculuk. Örneğin, büyük bir yatırım anlaşması sözlü olarak yapılıp sonrasında hemen ertesi gün bu anlaşmadan vazgeçilebiliyor. Bu tür iniş ve çıkışlar bir yandan stresli bir yandan da pek çok yeni fırsata kapı açıyor. Bu serüvende öğrendiğim en önemli derslerden biri insanların desteği ve güçlü bir ekip ruhunun vazgeçilmez olduğu. Girişim hem mentorluklar, hem yatırım hem de arkadaş ve sevdiklerimizin desteğiyle ileri taşınıyor. Örneğin ürün ve satışta karşılaştığınız sorunları mentorlerin ve çevrenizdeki insanların deneyim ve yardımlarıyla çözebiliyorsunuz. Bu süreçte işbirliği, topluluk desteği, doğru strateji ve doğru kararların ne kadar önemli olduğunu deneyimledik. Yapay Zekâ Tabanlı ÇözümlerMonday Hero’yla ilk ürünümüz, Figma, Adobe XD ve Sketch gibi araçlarda hazırlanan tasarımları yazılımcılar için otomatik olarak koda dönüştürürerek mobil önyüz yazılım sürecini ve maliyetini yarıya indiren bir ürün oldu. Bu ürünle beraber çoğunluğu Amerika’da olmak üzere 12 binden fazla mobil yazılım firması, girişim ve serbest yazılımcıya zaman tasarrufu sağladık. Sonrasında yapay zekâ teknolojilerini kullanarak, hem iş dünyasının hem de bireylerin günlük hayatlarını kolaylaştıran çözümler üzerinde çalışmaya devam ettik. Geliştirdiğimiz son ürünümüz Sage AI, kullanıcılara herhangi bir mobil uygulama içerisinde yapay zekâ destekli özelliklerden faydalanma imkânı sunuyor. Bu da onlara eş zamanlı çeviri, e-posta oluşturma ve yazı stilini düzenleme gibi çeşitli metin tabanlı işlemleri kolayca gerçekleştirme olanağı sağlıyor. Gelecek planlarımız arasında, işletme ve bireylere yönelik zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan çok daha fazla yenilikçi çözüm sunmak var.”Bir “Çekirdek” Fikirle Neler Başarılabilir?Duygu Yılmaz, Biolive, Kurucu Ortak ve CEOBiolive kurucu ortağı ve CEO’su Duygu Yılmaz, hem gıda mühendisi hem de öğretim görevlisi. Girişimcilik hikâyesi 2014’te başlayan Yılmaz’ın Bolive’le başlattığı biyopolimer üretim serüveni, sadece atık malzemelerin ekonomiye kazandırılmasıyla değil aynı zamanda insan ve doğa sağlığı için iklim kriziyle mücadele de önemli bir adım oldu. “Girişimcilik serüvenim bir hafta sonu kahvaltısında babamın, midesine iyi geldiği düşüncesiyle bir zeytinin çekirdeğini yutması üzerine başladı. Ortaklarım Fatih ve Emin’le üniversite hazırlık sınıfından arkadaştık. Arkadaşlığımız okul kantininde zeytin çekirdeği atıkları ve biyopolimer üretimine uygunluğunu tartıştığımız sırada başladı. Yaklaşık 10 yıldır devam eden güzel hikâyemizin temellerini bu şekilde attık. Girişimcilik birçok anlamda kişinin konfor alanlarından feragat etmesini gerektiriyor. Fakat bu vazgeçiş çok keyifli ve güzel bir yolculukla devam ediyor. Bizi en çok zorlayan, Türkiye’de biyopolimer üretimi yapan ilk girişim olmamızdı. Bunun yanında hareketi başlatırken hem atıktan malzeme üretiminde ilk oluşumuz hem de henüz Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (2030 kalkınma hedeflerinin) açıklanmadığı 2014’te, insan ve doğa sağlığı için iklim kriziyle mücadelemizi anlatmanın da zorlu olduğunu söyleyebilirim.Malzeme Alanında Türkiye’nin Unicorn’u Olmayı HedefliyoruzZeytinyağı fabrikaları her yıl ülkemizde 500 bin ton, dünyadaysa 6 milyon ton atık çıkarıyor. Biz, bu atığı kaynağa çevirip yeni bir biyopolimer üretimini hayata geçirdik. YTÜ Yıldız Teknopark’ta bir ofisimiz, Tuzla’daysa aylık 800 ton biyopolimer hammadde üretimi yapan bir tesisimiz var. Plastik ve deri sektörü için Bio-pura isimli ana hammadde üretimi yapıyoruz. Hammaddemizle otomotiv, elektronik, medikal gibi birçok farklı sektöre hizmet veriyoruz. Bunun yanı sıra, farklı atıklardan geliştirdiğimiz yeni projeleri yakın zamanda kamuoyuyla paylaşmayı planlıyoruz. Ayrıca Türkiye Yeşil Sanayi Projesi kapsamında bir çalışma yürütüyoruz. Gelecek hedefimiz, ikinci üretim tesisimizi Fransa’da kurmak ve malzeme alanında Türkiye’nin unicorn’u olmak.”Bu yazı, Inc. Türkiye Mart 2024 sayısında yayınlanmıştır. Abonelere özel çok daha fazla içerik için şimdi size özel tekliflerimizi inceleyin!