Hepimizin stajyerleri, asistanları harıl harıl finallere çalışıyor. Oysa öğrenciler çoğu zaman mürekkep yalarken tadına baktıkları merak, keşif ve heyecanla geleceği şekillendirdiklerini gözden kaçırıyorlar. Üniversiteden beslenen o taptaze ruhun üretkenliği ne kadar kamçıladığını bilseler farklı düşünürlerdi.Yakın zamanda üretkenliğin üç ayağını; merak, girişimcilik ve inovasyonu üreten işbirliklerini konuştuğumuz Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da bu birleşimin başarısına inananlardan. Ona göre teknoparkların değeri burada yatıyor. “Stanford üniversitesini oradan kaldırırsanız aslında Silikon Vadisi diye bir şeyden bahsedemezsiniz.” hatırlatmasıyla tezini örnekliyor.Laf buraya, merkeziyetsizleşen dünyada, yüzyıllardır bilginin merkezi olagelmiş üniversiteler, kalkınma modelinin neresinde kalacak sorusundan geldi. Tamer Hoca, üniversitelerin popüleritesini yitirmeyeceğinden yana. Silikon Vadisi’nin sırrının, üniversitedeki hocalarla girişimcilerin teknopark çatısı altında buluştuğu iş modelinde yattığına dikkat çekiyor: “Birlikte şirket kurdular ve birlikte büyüdüler.” YTÜ Yıldız Teknopark’ın 2009’daki kuruluşundan bu yana yapının içinde olan bir rektörün bu inancı taşıması şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan, 2005’te üniversite arazisindeki bataklığın ortasında duran barakayı bugünkü teknoparka çevirme yolculuğunda sergilediği inanç. Genel müdürlüğünü Orhan Tanışman’ın üstlendiği Yıldız Teknopark, bugün içinde yürütülen projelerin 28 milyar liraya, devam eden proje sayısının bin 283’e ve toplam Ar-Ge çalışanı sayısının 12 bine ulaştığı devasa bir yapı. Ve büyüme konusunda epey kararlı.Başarının merkezi olmak: Teknopark FormülüSon üç yıldır Türkiye’nin en büyük teknoparkı olarak anılan kuruluşun büyümesi bir modele dayanıyor: Üniversitelinin çalışma hayatına karışmasını beklemektense iş hayatını üniversitelinin hayatına karıştırmak. Vizyonun ve modelin taşlarını döşeyen Yılmaz’ın ağzından dinleyecek olursak şöyle: “Teknoloji şirketleri Yıldız’ın içerisine gelmeye ve Yıldız derinliğinin keyfini almaya başlayınca daha fazla yer talebi başladı. Yıldız Teknik’in en büyük başarısı lisans ikinci veya üçüncü sınıf öğrencisini de sisteme dahil edebilmesi.” Ne demiştik? Merak, keşif ve heyecan… Elindeki zengin yetenek havuzunu doğru projeyle eşleştirmekte ustalaşan Yılmaz için yol haritası net:Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü ve YTÜ Yıldız Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tamer Yılmaz. Görsel: YTÜ Yıldız Teknopark'ın İzniyle.“Üniversiteyle sanayiyi yan yana getir, buluştur ve konuştur. Arada bir köprü görevi gör, bir çeviri yap. Bu teknopark bunun platformu.”Odaktaki DikeylerModel tamam. Öğrenci, hoca ve sanayi el ele veriyor ve değer yaratıyor. Peki, hangi alanlarda? Modelin çıkış yeri ABD’de en çok öne çıkan alanlara bakacak olursak akıllı tarım, sağlık teknolojileri ve savunma teknolojileri olduğunu görüyoruz. En azından Inc. 5000 listesine giren şirketleri analiz ettiğimizde sonuç bunu gösteriyor. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yürüten Tamer Hoca’yla konuşmamızda anlıyorum ki Türkiye, özellikle de Yıldız Teknopark bu üç konuyu epey yakından takip ediyor.Biyoteknoloji. Cerrahpaşa ve Marmara Üniversitesi’yle ortaklaşa kurulan mükemmeliyet merkezindeki biyoteknoloji çalışmalarını, sağlık teknolojileri altında değerlendirmek mümkün. Böylesine güçlü paydaşların varlığı, yatırım çekmek için çok sağlam bir referans oluşturuyor ve büyümeye ivme kazandırıyor. Buna ek olarak, global işbirlikleriyle de bu konuda derinleşiyorlar. İsviçre’de yer alan Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi (CERN)’in risk sermayesi şirketlerinden biri, Yıldız Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren biyoteknoloji girişimlerinden birine yatırımcı sıfatıyla dahil olmuş.Savunma teknolojileri. Odaktaki ikinci dikeyse savunma teknolojileri. Sadece üniversitenin değil ülkenin gözünü bu alana diktiğini söylemek yanlış olmaz. Tamer Hoca, “Bu konu coğrafi olarak olmazsa olmazımız. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin geçmişinde, genlerinde, güçlü kaslarında var.” diyerek meseleyi ne kadar içselleştirdiğini ortaya koyuyor. Belli ki savunma teknolojileri, teknoparkın gözbebeği olmaya devam edecek.Finans ve sigorta teknolojileri. Ölçek sorununu bir kenara bırakırsak, finans ve sigorta teknolojileri de Yıldız Teknopark’ın kuvvetli olduğu alanlar olarak öne çıkıyor. Tamer Hoca bu alanda yıldızı parlayacak girişimler olduğunu, ölçek meselesi aşıldığında Inc. Türkiye’de yer almaya hazır onlarca şirketleri olduğunu söylüyor.Oyun. Sayın Rektör, oyun dikeyine özel bir sayfa ayırıyor. Pandemide ivme yakalayan Türkiye’nin oyun sektörü, bu dönemde içinden iki unicorn çıkarmayı başardı. Her ne kadar pandeminin ardından oyun şirketlerinin sayısı azalsa da Türkiye, bugün ev sahipliği yaptığı oyun stüdyosu sayısı bakımından, İngiltere’nin hemen arkasından gelerek ikinciliğe yerleşiyor. Ülkenin, yatırım anlaşmaları büyüklüğünde Avrupa beşincisi, yatırım sayısı açısından da ikinci oluşu sektöre gösterilen bu ilginin haklılığını kanıtlıyor.Maksat girişimcinin ve vizyonun desteklendiği, yeşerebildiği bir ortam yaratabilmek. Dolayısıyla YTÜ Yıldız Teknopark bu dikeyler dışında kalan blockchain, artırılmış gerçeklik ve metaverse gibi teknolojilere odaklanan girişimleri de unutmuyor. Yılmaz Hoca yenilikçi alanlardaki yatırımlarının her geçen gün katlanarak devam edeceğini de belirtiyor.Bir teknoparkın kuruluşunu, içinde filizlenen girişimleri, üniversitenin zenginleştirdiği ruhu konuşurken sormadan edemedim: Kendi işini kurmak ya da büyütmek için çaba gösteren insanlarda olmazsa olmaz o özellik nedir? Tamer Hoca’nın inançlı, inatçı ve dirayetli yapısını ortaya koyan cevabıyla sizleri başbaşa bırakarak yazıyı sonlandırıyorum: “Adanmışlık. Adanmışlık mutlaka olmalı. Kararlılık, adanmışlık, sabır girişimciliğin tarifi. Eninde sonunda başarılı olursun. Birincisinde, ikincisinde, üçüncüsünde batarsın. Batmalar çok güzel hikâyelerdir. Bir işte batmadan çıkmak mümkün değil. Cesareti de söylemek gerekiyor ama cesaret de korkutmasın. Girin lütfen. Girişimci olun ve başarın. Biz sizin arkanızdayız.”Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.