Tory Burch’ün adını taşıyan markası küllerinden doğuyor. Basın mensuplarına göre bu tam anlamıyla “Torysans”. Kurucuya kalırsa “Bir yere gittiği” zaten yoktu da… Moda dünyasının kaygan zeminini düşününce 21 yıllık markasına adını veren modacı uzun yıllardır gayet iyi iş çıkarıyor. 2004’te kurduğu şirketin hâlâ tek sahibi. Üstelik 2023’te yaklaşık $2 milyar gelir beyan etmiş. Sektöre kazık çakmasını da markasını ustaca inşa etmesine borçlu. Bir de hatalarından ders çıkarmasına. Nasıl hatalar derseniz diye söylüyorum, markasını kurarken destekleyen girişim sermayedarı olan eski eşi Chris Burch’e karşı verdiği hukuk mücadelesini duymuşsunuzdur. 2011’de eski eşi C. Wonder adlı benzer bir moda markasını piyasaya sürmüştü ve Tory de onu haksız rekabetle suçlamıştı. Tabii 2012’de uzlaştılar. Bu da Tory’e büyük bir ders olmuş. İşle aşkı karıştırmamayı öğrenmiş. 2019’da şirketin CEO’luk görevini, LVMH moda grubunun eski başkanı ve CEO’su olan şimdiki eşi Pierre-Yves Roussel’e devretme kararı da bunun göstergesi. “Stratejiniz odağınızla uyumlu olmalı.” Bu farkındalıkla Burch yaratıcılığa daha fazla odaklanıyor. “Tory Rönesansı” yaşayan Burch iş dünyasında hiç olmadığı kadar başarılı. Inc.’le yaptığı söyleşide de kurucu iş ve özel hayatında alnının akıyla çıktığı nice badireleri anlattı.1. Hayatınızın hem tasarımcısı hem editörü olunSamimi söylüyorum, çiçeği burnunda bir tasarımcıyım. Başlayana kadar tasarım ne bilmezdim. Hep gündelik işlere odaklanırdım. Son 20 yılım iş ve tasarım ne öğrenmekle geçti. Sürekli seyahat ediyor, mağazalar açıyor, işleri yönetiyor ve vakıfla ilgileniyordum. (2009 yılında kurulan Tory Burch Vakfı, kadın kurucuların işletmelerine hibe ve kredi imkânı sunuyor.) Pierre-Yves göreve başlar başlamaz bir yıl içinde Covid patlak verdi. Bu dönemde tamamen yaratım sürecine odaklandım. Tutku duyduğum bir işi yaptığımız harika bir şirket kurmuştuk. Fakat tasarımlarım kadınlara yüklediğim anlamı tam da yansıtmıyordu.Bu yüzden yüzde 100’ümü bu işe, yaratım sürecine yatırmaya karar verdim. Bu sebeple yeni yeni tasarımcı gibi hissediyorum. Şimdiye kadar yaptığım en iyi ürünleri ortaya çıkıyor. Bu parçaları çok da uçuk fiyatlara sunmuyor olmaksa en keyif veren kısmı.2. İşle aşkı karıştırın - ama bazenAcı tecrübe konuşuyor: Hayat arkadaşınızla birlikte çalışmak hiç kolay değil. Eski eşimle kurduğumuz şirkette işler pek de iyi gitmemişti. Ama Pierre-Yves’le çalışmak bambaşka. Operasyonu ona devretmek şu hayatta attığım en iyi adımdı. Tabii ki her zaman mümkün olmuyor ama evde iş konuşmamaya özen gösteriyoruz. Günlerimiz o kadar yoğun geçiyor ki eve geldiğimizde işin i’sini ağzımıza almak istemiyoruz. 3. Zincirlerinizi kırmaktan çekinmeyin2015’te farklı marka, logo ve tedarik zinciriyle Tory Sport adlı bir koleksiyon piyasaya sürdüm. Şirket bugünkü konumunu bu hamleye borçlu. Bu başarının ardında farklı düşünüp asıl işimden uzaklaşarak daha küçük bir ekiple çalışmak var. Ayrıca spor ürünleri tasarlarken ne fark ettim biliyor musunuz? Ben gerçekten yaratıcılığımı konuşturduğum işlerin hastasıymışım. 4. Hayatta bir amacınız olsunDaha şirketi kurmadan bile aklımda bu vakıf fikri vardı. Uğruna mücadele etmekten yorulmayacağınız bir amaçla yola çıkmanın hazzı bambaşka. Vakfın temelini attığımızda insanlar şaşkındı tabii. “Reklam kokan hareketler.” diyenler olur diye çok dillendirmek istemedim. Gerçekten birilerinin hayatına dokunmak için kurdum bu vakfı. Riske atamazdım. Fakat benim bu evhamım yüzünden kadın kurucular lehine yaratacağımız farkı anlatmakta çok geç kaldık. Bu olaydan da ders çıkardım: Badar ketum olmak da pek iyi değilmiş.“İnsanlar benden bunu bekler.” ya da “Aman markaya zeval gelmesin.” diye kendinizi sınırlamayın. Bu hayatta sizin önünüze set çekmek isteyen o kadar çok insan var ki… İzin vermeyin. 5. Kendinizden şüphe etmeyinBana gelip pazarın doygunluğu ya da iş kurmak için doğru zaman olup olmadığını sorarsanız size “Farklı düşünebiliyorsanız zaman her daim uygundur.” derim. İnsanların hayatına dokunan ürünlerle ilham veren bir şirketiniz mi olsun istiyorsunuz? O zaman insanların sizden ya da herhangi bir şirketten bekleyeceği şeylerle sınırlı kalmayın. “İnsanlar benden bunu bekler.” ya da “Aman markaya zeval gelmesin.” diye kendinizi sınırlamayın. Bu hayatta sizin önünüze set çekmek isteyen o kadar çok insan var ki… İzin vermeyin.6. Kurucu-influencer dengesini kurunErken kalkan yol alır diyerek sosyal medyayı pazarlama stratejisine dahil eden öncü şirketlerdeniz. Yine de ürünlerimin sosyal medyada benden daha çok öne çıkmasını isterim. Bir yanda markanız var, bir yanda da birey olarak siz. Bazı kuruculara bakıyorum da sosyal medyayı araçsallaştırmayı benden çok farklı anlamışlar. Influencer olmanın dozunu kaçıran girişimcileri anlatan Real Housewives’ı bir kere bile izlememişim. 7. Geçici heveslere kapılmayınİlk yatırım toplamaya başladığımda çevremdekilere söylediğim tek şey: “Kaybetmekten korkmayacak kadar yatırım yap.” oldu. İnsanların parasını alırken korkuyordum. İkinci yılı kârla kapattık. Bu başarıyı şirketi inşa ederken ve aldığımız yatırımı harcarken çok dikkatli olmaya borçluyuz.Şirketi kurduğumuz ilk günden beri mücadeleciliği içimizde taşıyoruz. Mesela kuruluşumuzun yedinci yılına kadar defile düzenlemedik. Adım adım ilerleyen bir marka olmanın çok faydasını gördük. Karşınıza hep bir şeyler çıkar. Başta hepsi heyecan verici görünür. Ama ben her zaman uzun vadeli büyümeye odaklandım. Her daim işin nasıl gittiğini ve gideceğine kafa yordum.