Truman Show’u izlediniz mi? Kahramanımız güzel bir adada, harika bir hayat yaşayan Truman Berkman… Gerçek olduğunu sandığı hayatı, tam 30 yıldır her gün 24 saat televizyonda reklamsız verilen, reytingi çok yüksek bir reality şovdan ibaret. Gerçeği aramaya başlayan Truman, yaşadığı dünyanın bir senaryodan ibaret olduğunu keşfedip yeni bir hayata yelken açıyor. Her ne kadar çok sıradışı bir hikâye gibi görünse de, aslında kurumsal hayat da bir nevi Truman Berkman’ın yaşadıklarına benziyor. Başarıya ve kendimize dair algımız o şirkette yaşadıklarımız üzerinden şekillenmeye başlıyor. Performansımız iyiyse, kurumlar tıpkı Truman Show’daki yönetmen gibi adada kalmamızı, o senaryonun devam etmesini istiyor. Bizi o senaryo içinde mutlu edecek, sonraki sahnelere hazırlayacak adımlar atılıyor belki. Peki ya sonrası? Çalıştığımız şirketler bizi yeni senaryolara hazırlamak için ne kadar adım atıyor? Bu konuda kendimiz ne kadar adım atıyoruz? Üstelik hem insan ömrünün hem çalışma sürelerinin uzadığını dikkate aldığımızda emekliliğimize kadar olan süre boyunca kendimize birden çok senaryo çizmemiz gerektiği yadsınamaz bir gerçek. Birleşmiş Milletler’in 2023’te yayınladığı World Social Report’a göre yaşı 80 ve üzeri insan sayısı 2021’de 155 milyon iken, 2050’de 459 milyon olması bekleniyor. Bu artışın emeklilik yaşına olası yansımasını da düşününce, geçiş yapacağımız adalara şimdiden hazırlanmaya başlamamız gerek.Bir diğer gerçek de teknoloji ve iş yapma şekillerindeki değişimler. İşgücünün yüzde 59’u 2030’a kadar gerek kendi işindeki değişimlere gerekse farklı işkollarına geçip oradaki değişimlere uyum sağlamak için eğitime ihtiyaç duyacak.Bunlar ne anlama geliyor? Bu dünyada var olabilmek, onu bizzat şekillendirebilmek için hepimizin öğrenmeye, bildiklerini unutmaya, yeniden öğrenmeye hazır olması gerekiyor. Peki bunu yapmaya ne kadar hazırız? OECD’nin 2021’de yayınladığı yetenek araştırması “Skills Outlook” raporuna göre pek de hazır değiliz. Türkiye’de son bir yıl içinde işle alakalı eğitimlere katılmayan ve katılmaya istekli de olmayan 25-65 yaş arası yetişkinlerin oranı yüzde 70’in üzerinde. Maalesef Kazakistan ve Rusya’dan sonra en yüksek orana sahip üçüncü ülkeyiz. Tabiri caizse büyük ölçüde konfor alanlarımıza hapsolmuş durumdayız. Yani yönetmen mevcut senaryoda final yapmak isterse veya bizim karakteri senaryo dışı bırakmak isterse, bilgi ve deneyimlerimizle bizim için yeni bir senaryoda rol bulmak çok zor olacak. Artık bize hizmet etmeyen, güncelliğini yitirmiş bilgileri ve iş yapma şekillerini unutmamız gerekiyor. Bu sayede yeni, daha uygun bilgi ve perspektiflere zihnimizde yer açmak ve sürekli değişen şartlara uyum sağlayabilmek mümkün olabilir. Unutma ve yeniden öğrenme becerisi artık bir lüks değil, bir gereklilik. Bildiklerini unutma sanatında ustalaşanlar, karmaşık olan ve hızla değişen günümüz dünyasında yenilik yapmak, büyümek ve gelişmek için daha donanımlı olacak.Unutmayı ve yeniden öğrenmeyi hayatımıza dahil etmek için önümüzdeki engeller neler? Sayıca çok olsa da aşağıdakiler özellikle dikkatimi çekiyor. Belirsizlik korkusu: İnsanlar, doğal olarak, anlamadıkları veya öngöremedikleri şeylerden korkar. Bu korku, öğrenme ve yeni yaklaşımlar denemeye karşı direnç yaratabilir. Merak eksikliği: Merak bizi bildiklerimizin sınırlarını zorlamaya iter. Merak yoksa, bildiklerimizi unutmamızı sağlayacak yeni kapılar açmamıza imkân yoktur. Başarısızlık korkusu: Bildiklerini unutmak ve yeniden öğrenmek risk almayı gerektirebilir. Bu da özellikle başarılı olduğumuz alanlarda gözümüzü korkutabilir.Çevreye uyum sağlama isteği: “Başımıza icat çıkarma” bakış açısıyla karşılaşma ve dışlanma olasılığı, bizi mevcut düzeni devam ettirmeye yöneltebilir. Eğer Truman Berkman bu korku ve isteklerle hareket etseydi, ne kendi gerçeğine ulaşabilirdi ne de yeni bir hayata yelken açabilirdi. Reytingler düşene, Truman Show bitene kadar aynı adada aynı rutinde yaşamaya devam ederdi. Peki biz kendi gerçeğimize ulaşmak, geleceğimizi şekillendirmek için senaryo dışı bırakılmayı veya senaryonun bitmesini mi bekleyeceğiz? Karar sizin, ama o zaman geldiğinde iş işten geçmiş olacak… Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.