Chloe Kayne 10 yılı aşkın süredir 20 cm’lik topuklular üzerinde dans ediyor. 2022’de de Florida’nın Tampa şehrinde kendisi gibi direk dansçılarına özel ayakkabı üreten Show Pony’yi kurmuş. Gerçekten niş bir alanda, önemli bir boşluk dolduran kurucu bakın ne diyor: “Üzerinde özgürce hareket ederken güvende hissedeceğim, göz alıcı topuklular hayal ettim.”Kayne lansmandan önceki üç yılını fabrika bulmaya, prototipler geliştirmeye ve $125 fiyat etiketiyle satılacak, hem dayanıklı hem estetik tasarımları yaratmaya adamış. Üretimini Asya’da yaptığı ürünleri toptan ABD’ye getirip satışa sunmak yerine Kanada’da bir depoda tutuyor. Böylece ABD’nin $800’ın altındaki ithal ürünlere gümrük vergisi muafiyeti tanıyan de minimis kuralından faydalanarak siparişleri buradan teker teker gönderiyor.Kayne de ithalat yapan pek çok işletme sahibi gibi yeni gümrük vergilerinin mali tablosunu nasıl etkileyeceğinden endişeli. ABD Başkanı Donald Trump bir geldi pir geldi. Koltuğa yeniden geçer geçmez gümrük vergilerini yükselteceğini zaten söylemişti. Hatta iş öyle bir raddeye geldi ki muafiyeti olan ülkelere bile gümrük vergileri konulacağı konuşulmaya başladı. Bununla da kalmadı tabii. Trump Meksika, Kanada ve Çin’den gelen ürünlere uygulanan de minimis kuralına istinadan uygulanan vergi muafiyetini kaldıracağını söyledi. Şimdilik bu karar rafa kaldırıldı çünkü ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza ve Posta İdaresi kara kara bu vergileri nasıl toplayacağını düşünüyor. Küçük işletmelerin tedarik zincirlerini bir gecede değiştirmesini bekleyemeyiz. Sonuçta yeni bir düzen kurulması ve yepyeni sözleşmeler hazırlanması gerek. Bunların da bir maliyetleri var tabii. Doğru tedarikçi ve üreticiyi bulmak rekabetin en ateşli kısmı. Hâliyle şirketler hangi satıcılarla çalıştıkları rakiplerinin kulağına gitmesin diye büyük çaba harcıyor. Bildiğiniz üzere büyük siparişler aylarca önce verilir. Yani üretinin elinden çıkıp okyanusu geçip ABD sınırlarına gelene kadar gümrük vergisi artarsa bu ürünlerin astarı yüzünü gececek. Hâliyle satıcı da tüketiciye daha yüksek fiyat verecek. Trump “Gümrük vergilerini kaldırırım ha…” diye parmak sallayışlarını diğer ülkelerle müzakerelerde kullandığı bir taktik olduğunu söylese de kül yutmaz dünya liderlerinin bu oyuna gelmeyeceği aşikâr. Üstelik küçük ve orta ölçekli işletmeler bu cesaret oyununun faturasını ödemeye başladı bile. Sipariş verildikten sonra ayakkabıların üretilmesi ve teslim edilmesi uzun zaman alıyor. Hâliyle üretici belli bir sayının altında siparişi de kabul etmiyor. Böyle bir sektörde Kayne “Sürekli değişen ticaret politikalarının öngörülemezliği beni korkutuyor. Ayakkabıların nerede depolanacağını ve geldiklerinde bana kaça mal olacağını daha gönderilmeden çok önce bilmem gerekiyor.” diyor.Kayne’ın endişesini yüreğinin derinliklerinde taşıyan kaç tane ABD’li küçük işletmeci var bir bilseniz… Masaru Torito’nun ailesi Denver bölgesinde Kokoro adında iki Japon restoranını 39 yıldır işletiyor. Eğer bahsedildiği gibi 2 Nisan’dan itibaren Meksika’dan gelen ürünlere yüzde 25 gümrük vergisi uygulanırsa, avokado gibi malzemelerin fiyatı hızla artacak. Bu belirsizlik yüzünden işletmeci milyonluk ekipman yatırımını rafa kaldırmış bile.Küçük işletmeler gümrük vergilerindeki artışa ancak kısa bir süre dayanabilir. Torito “Hükümetin atacağı adımları yakından takip ediyorum. Kullandığımız ürünlere gelecek yüzde 25’lik artış işimizi sarsmaktan başka bir şey yapmayacak. Ya maliyetleri müşteriye yansıtacağız ya da menüyü değiştireceğiz.” diyor. Torito’nun canı Çin’den gelen ürünlere uygulanacak ek yüzde 20’lik gümrük tarifesiyle de sıkıldıkça sıkılmış. Restoranda kullanılan paket servis kapları, plastik poşetler ve tek kullanımlık çubuklar gibi ürünler Çin’den geliyor. Bakalım yeni tarifelerle bu ürünlerin fiyatları ne kadar artacak? Bu tür büyük siparişlerin tesliminin neredeyse altı ayı bulduğunu düşünürsek maliyet artışlarının işletme üzerindeki baskısı kim bilir ne olacak?İşletmesinin 11 Eylül Saldırıları, Covid ve hatta Vaşington’ın değişen politikalarına rağmen ayakta kaldığını belirten Torito “ Zorluklara nasıl göğüs gerileceğini iyi biliyoruz fakat sorun şu ki şuan bizi bekleyen zorluğun ne olduğunu bilmiyoruz. Dolayısıyla belirsizliğe karşı bir strateji şekillendiremiyoruz. Bu şekilde işimizi sürdürmemiz çok zor. İşletmemiz 40 yıldır ayakta ve hiçbir yere gitmeye niyetimiz yok. Bunun için de önümüzü görmemiz gerek.” diyor.Trump yönetiminin lügatında açıklık diye bir kavram yok. ABD Başkanı göreve geldiğinden beri Çin, Kanada, Meksika ve Avrupa Birliği ülkeleri de dâhil olmak üzere ticaret yaptığı birçok ülkeye yönelik yeni gümrük tarifelerini yürürlüğe koyan, ima eden veya askıya alan bir dizi kararname yayınladı. Dahası, bazılarını sosyal medyadan duyurdu. İşletme sahipleri neyi nasıl takip edeceğini de şaşırmış vaziyette. Öne Çıkan VideoInc. Türkiye Youtube kanalını keşfedin.Diğer ülkelerin de elleri armut toplamıyor tabii. Trump’ın bu dayılanmalarına karşılık ABD’den yapılan ithalata vergi koyuyor veya koymakla tehdit ediyor. İthalatçılar vergisini ödeyecekleri yeni gümrük tarifelerinin ne zaman yürürlüğe gireceğini ve hatta yürürlüğe girip girmeyeceğini bile bilmiyor. Hâl böyle olunca da küçük işletmeler olası risklere karşı plan yapmak şöyle dursun, bütçe tahmini de yapamıyor.Hadi işin ehli bir isme kulak verelim. Kaliforniya San Diego Üniversitesi’nde ticaret politikalarındaki belirsizliğin küçük işletmeleri nasıl etkilediğini araştıran ekonomist Kyle Handley bakın ne diyor: “Finansal sözleşmelerle şirketler kendilerini döviz kurlarındaki büyük dalgalanmalara karşı koruyabiliyor. Fakat siyasi belirsizlik söz konusu olduğunda işler değişiyor. Böylesi bir atmosferde şirketler hızla manevra yapıp potansiyel risklere karşı savunma mekanizması geliştiremiyor.” Peki şirketler bu belirsizlik ikliminde ne yapıyor? Üretimi yavaşlatıyor, personel ve araç gereç alımlarını durduruyorlar. Hâliyle ekonominin dönen çarkına da çomak sokuluyor. Ekonomistlerin çoğu yüksek gümrük vergilerine karşı olsa da, en azından başımıza neyin geleceğini bilelim de şirketler ona göre plan yapsın derdinde. Handley “Ticaret politikası ne demek bilmiyorsanız Trump yönetiminin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışmanız çok zor. O yüzden şu anda oturup beklemek en doğru hamle.Pek çok işletme de zaten bekleme modunda. Vaşington merkezli bir STK olan Amerika’nın Geleceği İçin Küçük İşletmeler’in (Small Business for America’s Future) 501 üyesiyle yaptığı ankete göre üyelerin yüzde 72’si “Yeni gümrük tarifelerinin ansızın duyurulması, uygulanması ve ertelenmesi, işimi etkili bir şekilde planlamamı zorlaştıran bir ‘şok etkisi’ yaratıyor.” ifadesine katılıyor. Üstelik Demokratlar, Cumhuriyetçiler ve kararsızlar arasında eşit dağılmış katılımcıların yarısı Trump nihai kararı açıklayana kadar önemli adımları ertelemiş.ABD Ulusal Bağımsız İşletme Federasyonu’nun üyeleri arasında da iyimserlik rüzgârında düşüş gözlemleniyor. Üstelik 1970’lerden beri federasyon bünyesinde yapılan belirsizlik indeksinde de en yüksek ikinci oran tespit edildi. En yükseğiyse Ekim 2024’te kaydedildi. Katılımcılar ABD’deki en ciddi sorunların enflasyon, vergiler ve işgücü kıtlığı olduğunu dile getiriyor. St. Louis’teki Federal Rezerv Bankası’nın endeksine göreyse Amerikan halkının belirsizlik oranı pandemi başlangıcında görülen seviyelere yükseldi.New York’tan Matcha Thomas müşterilerine Japonya’da geleneksel yöntemlerle üretilen ve özel günlerde kullanılan yüksek kaliteli ithal matcha’lar sunan bir aile işletmesi. Ortaklardan Haile Thomas sanki enflasyon ve belirsiz ekonomik ortamla mücadele etmekle kalmıyorlarmış gibi bir de tedarikçisinin bir sonraki matcha sevkiyatının gümrükteki beklenmedik yoğunluk sebebiyle iki hafta gecikeceğini bildirdiğini söylüyor. Japonya henüz Trump’ın radarına girmediğinden gelen ürünler artan tarifelere tabi değil. Fakat Çin’den gelen ürünlere uygulanan yeni tarifeler nedeniyle Asya’dan gelen tüm sevkiyatlar gecikiyor.Matcha Thomas’ın menüsünün yüzde 90’ın matchalı. Hâliyle tedarik gecikince de işletme iki haftalığına kepenk indirmiş. Çalışan maaşlarını ve diğer masraflarını karşılamak için de GoFundMe kampanyası başlatmış. Thomas “Menümüzdeki her bir ürünü küçük tedarikçilerden aldığımız ve özel günler için saklanan matchalarla hazırlıyoruz. Bizi biz yapan imza işimiz de bu.” diyor.Thomas sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Müşterimizin alışık olduğu o lezzet ve kaliteden ödün vermek istemiyoruz. Çayın yetiştirilmesindeki ince işçiliğin hakkını teslim etmek gerek. Önüne gelen matcha’yı kullanmak bizim için bir seçenek değil. Bizim gibi küçük işletmelerde büyük miktarda ürün saklayacak depo alanı, toplu alım yapacak sermaye ya da finansal esneklik maalesef yok.”Arizona’daki Brick Road Coffee’nin sahibi Gabe Hagen de aynı dertten mustarip. 2021’de kurumsal bankacılık kariyerini bırakıp işletmeciliğe girişen Hagen “İnsanları bir araya getirmenin en keyifli yolu olan kahvenin etrafında şekillenen bir topluluk inşa etmek istedim.” diyor. Ne kahve ne çay ABD’de yetişen bitkiler.(İstisnalar kaideyi bozmaz.) Hagen’ın tedarikçilerinden biri, artması beklenen gümrük vergilerinin fiyatlara yansıyacağını söylemiş. İşletmecide bu haberi duyunca önden bol bol sipariş vermiş. Fakat yeni tarife henüz yürürlüğe girmediğinden işletmeci de biraz ava giderken avlanmış. Hagen “Benim de altın madenim yok. Kısıtlı sermayeyle işi sürdürmeye çalışıyorum. Elimde avucumda ne varsa buna yatırmak pek de iyi olmadı.” diyor. Trump Kolombiya Cumhurbaşkanı’yla sınır dışı edilen göçmenlerin kabulü konusunda atışınca onu da gümrük vergileriyle tehdit etmişti. Hagen da bu olayın ardından kahve siparişini Kolombiya yerine Brezilya’dan vermiş. Oysa yürürlüğe giren vergi mergi yok. Oysa geçtiğimiz yıl Brick Road yeni şube açacak ve kahve kavurma tesisi satın alacak kadar başarılıydı. İkinci şubenin tadilatları süredursun, kurucunun içi içini yiyor. Sonuçta ekonomik durgunluğun ortasında büyüme adımı atmak biraz riskli. “Her şeyden tasarruf etmeye çalışıyorum.” diyen Hagen inşaat ve ekipman maliyeti için ayırdığı bütçeden yaklaşık $50 bin kısmış. Bu kesintiyle elini rahatlatıp işletmeyi kısa süre idare edecek sermayeyi sağlasa da bu meblağın ekonomide dolaşıma girmediği gerçeği değişmiyor.Hagen “Tek ihtiyacımız bir nebze istikrar. Benim etim ne budum ne? Biz ummadık anda karşımıza çıkan masrafları kesintilerle dengeleyecek büyük şirketlerden değiliz.” diyor. İkinci şubenin de açılmasıyla çalışan sayısı 20’ye çıkacak. Kurucu “İnsanları maaşsız bırakamam, onları gözetmem gerek.” diyor. Ekonomik durgunluk ve belirsizlik anlarında büyük şirketler işten çıkarmalarla rekabette tutunsa da küçük işletmeler için bu bir çözüm yolu değil. Hagen “Bizim dükkânlarımızda konumuz komşumuz çalışıyor. Mahallemde yaşayan insanı işten çıkarıp yüzüne nasıl bakayım?” diyor. Hagen’ın ekonomik durgunluktan korkmak için çok sebebi var. 2007’de ABD’de kurulan çok uluslu finans şirketi Credit Karma’nın yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 82’si fiyatların yakında artacağını düşünüyor. İster harcamaları kısma, ister büyük alışverişleri erteleme ya da fiyatının artacağı korkusuyla pahalı ürünleri stoklama olsun, katılımcıların yarısı çoktan alışveriş davranışlarını değiştirmiş bile. Hagen’a sorarsanız işletmeciler ekonomik kaosun faturasını şimdiden ödemeye başlamış. Kurucu “Kahveciler toplumların kalbidir. İnsanların gözündeki korkuyu buralarda çok net görüyoruz.” diyor. Trump yeni bir politika tehdidi daha savurursa Brick Road siftah bile yapamayabilir. Tüketici hemen küçük lükslerinden tasarruf etmeye başlar. “Sonuçta belirsizlik anlarında insanlar kitlenir kalır.”Orijinal yayın tarihi: 14 Mart 2025Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.