Yaşınız tutuyorsa siz de benim gibi Netflix’in evde film izleme alışkanlıklarımızı nasıl değiştirdiğini hatırlarsınız. Netflix sayesinde televizyon karşısında film izleyebilmek için bir mağazaya gidip film kiralama derdi ortadan kalkmıştı. Evimizin konforunda seçtiğimiz filmleri posta kutumuzda bulurduk. Artık filmler ayağımıza geliyordu.Oldukça yaratıcı bir fikir değil mi? Elbette Netflix’in tüm başarısı sadece bu harika fikirden ileri gelmiyor. Şirketin talihini döndüren esas hamle, 2007’de talebe dayalı streaming hizmetini başlatmasıyla olmuştu. Böylece Netflix tarihindeki en başarılı strateji değişikliklerinden birini hayata geçirmiş oldu. Artık bir liste oluşturup DVD’lerin posta yoluyla kapınıza gelmesini beklemek yerine izlemek istediğiniz içeriğe tek bir tıkla ulaşabiliyorsunuz.16 yılın ardından DVD’ler resmen tarihin tozlu sayfalarına gömüldü. Netflix de DVD gönderme hizmetine geçtiğimiz sonbaharda tamamen son verdi. Artık Netflix denince akla DVD gönderen bir şirket gelmiyor değil mi? İşte bu, tüm zamanların en büyük stratejik dönüşümlerinden birinin sonucu değil de nedir? Şu anda çevrimiçi video platformu dendiğinde akla gelen ilk isim Netflix. Şirket bu başarıyla yetinmiyor ve belki de öncekinden daha büyük bir inovasyona imza atıyor.Geçen yıl hayata geçirdiği önemli değişiklikle, yıllardır karşı çıktığı bir konuda kullanıcılarını ikna etmeye başladı bile. Neredeyse herkes Netflix abonesi olduğundan ne demek istediğimi şıp diye anladınız diye düşünüyorum. Hani şu sosyal medyayı kasıp kavuran, Netflix’in abone sayısının düşüp gelir kaybetmesine yol açtığı söylenen reklam destekli abonelik modeli… Söylentilerin aksine bu paket Netflix’e kullanıcı başına gelir açısından en hızlı büyümeyi ve muhtemelen en büyük kârı getirdi.Netflix, yayın hayatının ilk 16 yılında, kullanıcılarına içeriği art arda ve reklamsız izletmekte kararlıydı. Bu yüzden bölümler hâlinde değil, içeriğin neredeyse tamamını tek seferde yayınlıyordu. Üstelik geçtiğimiz yıla kadar da reklamsız…Eski CEO Reed Hastings, The New York Times’ın 2022’deki DealBook konferansında, “Reklam destekli abonelik stratejisinin işe yarayacağına inanmamıştım. Fakat yanılmışım.” demişti.Netflix’in reklamlı aboneliğe geçişi, her ay cebinden $20 çıkmasına aldırmayan müşterilerin veya potansiyel müşterilerin çoktan abonelik yaptığı gerçeğiyle yüzleştiği bir döneme tekabül ediyor. Üstelik bu, başarısını yılın her çeyreğinde değişen abone sayısına göre ölçen bir şirket için ciddi bir sorun. Bu yüzden Netflix’in daha yaratıcı çözümler bulması gerekiyordu.Şirket hissedarlarına yaptığı son açıklamada, “Son birkaç yılda fiyatlandırma ve abonelik stratejimizi geliştirdik. Bunun nedeni, büyümeye devam etmek ve sürekli bir dönüşüm içinde olan sektörde rekabet gücümüzü koruyabilmekti.” dedi.Peki bu ne demek? Netflix’in çoğunlukla video kalitesi ve hesabın kullanılabileceği cihaz sayısı gibi farklı hizmetler için ayrı ayrı fiyatlandırmaya gidebileceğini keşfetmesinden başka bir şey değil. Ayrıca, uzun zamandan beri sürdürdüğü gayriresmi şifre paylaşımına göz yumma politikasından da vazgeçiş… Meğer, halihazırda Netflix aboneliği satın almış her ailenin üniversiteye giden çocuğunun bu hesabı kullanmaya devam etmesi için ekstra ücret ödemesi ne de kârlı bir işmiş.Bir de sunduğunuz hizmetin reklamlı bir versiyonunu satmayı düşünün. Kâr arttıkça artıyor. Yine hissedarlara yönelik açıklamada söylendiği üzere:“Reklamlar, işi büyütmemizi, orta ve uzun vadede önemli bir yeni gelir elde edip kârımızı artırmamızı sağlıyor. 2023’ün dördüncü çeyreğinde de bir önceki çeyrekte olduğu gibi reklamlı abonelik satışları yaklaşık yüzde 70 arttı. Peki artışı getiren neydi? İlk olarak, yaptığımız iyileştirmeler tabii (örneğin, indirme seçenekleri). Reklamlı abonelik pazarında aramıza hem yeni hem de yeniden katılan üyelerimiz için sunduğumuz temel tarifeyi kademeli olarak kaldırmamız etkili oldu. Şu anda tüm yeni Netflix aboneliklerinin yüzde 40’ını reklam destekli model oluşturuyor. Yeni planlarımızsa şöyle: İkinci çeyrekte, başta Kanada ve İngiltere olmak üzere, bazı ülkelerde temel tarifeyi tamamen kaldırmak. Sonraki adımlarımıza da buradan elde edeceğimiz sonuçlara göre karar vermek. Reklamveren müşterilerimizin de daha doğru hedeflemeler yapabilmesi ve kampanyalarının performansını etkili bir şekilde ölçebilmesi bizim için çok önemli. Bu açıdan sunduğumuz hizmetleri iyileştirecek çalışmalara devam ediyoruz.Şu satırlara bir bakın. Resmen bilgi akıyor. Fakat dikkatinizi çekmek istediğim yer, yeni Netflix abonelerinin yüzde 40’ının reklam destekli modeli tercih etmesi. Bu birçok açıdan etkileyici. Ama daha da ilginç olan bu modeli tercih edenlerin büyük bir kısmının muhtemelen yeni abonelerden veya daha önce hesaplarını iptal etmiş kişilerden oluşması. Şirket daha düşük fiyatlı, reklam destekli tarife silahıyla aboneliğini iptal eden müşterileri hedef almak için şevkle çalışıyor.Ayrıca Netflix, diğer planlarında yaptığı değişiklik ve fiyat artışlarıyla müşterilerini adeta reklamlı modele yönlendiriyor. Reklamların mümkün olan en çok sayıda kullanıcıya ulaşmasının istendiği ortada. Elbette bunun sebebi iki taraflı gelir akışı. Zira müşteriler bu ayrıcalık için para öderken reklamverenler de bu izleyici kitlesine ulaşmak için ödeme yapıyor.Netflix’in eş CEO’su Greg Peters, reklam destekli hizmetin geleceğiyle ilgili şöyle diyor: “Şirket olarak bu alanda yapabileceğimiz ekstra çalışmalara yoğunlaşıyoruz. Bu, müşterilerimizin reklamlı tarifemize yönelmesini sağlamak için çeşitli iyileştirmeler yapmak demek. Hem daha fazla içerik sunuyor hem de video kalitesini artırıp cihaza indirme seçenekleri ekliyoruz. Ayrıca, ortaklarımızla işbirliklerimiz çerçevesinde bu alanda daha fazla yeniliği hayata geçirmeyi hedefliyoruz.”Görünüşe göre Netflix yayıncılıktan uzaklaşmıyor. Fakat hiçbir şey de eskisi gibi kalmıyor. Şirket, premium’dan reklam destekli bir iş modeline kendi lehine agresif bir geçiş yapıyor. Aslına bakarsanız sebebi oldukça açık: Reklamlar, platforma Stranger Things veya Young Sheldon’dan daha fazla para kazandırıyor.Buradaki temel prensip şu: Şirketler genellikle etrafında olup biteni izler, nereden para toplayabileceğine bakıp bu parayı müşteriden talep etmenin yollarını arar. Eğer insanlar yedi dakikalık reklam kuşağıyla kesintiye uğrayan bir Netflix deneyimi için para ödemeye açıksa şirket bu fırsatı neden değerlendirmesin ki? Sonuç olarak, Netflix’in yeni abonelik tarifeleri şöyle olacak: Temel ve Yüksek Kalite ya da bu minvalde isimlerin verileceği reklam destekli bir ya da iki abonelik tarifesi. Bunların yanı sıra da ayda $25 ödemeye hazır müşterilerin alacağı premium tarife. Şayet reklam destekli abonelik modelinden elde edilecek gelir yüksek fiyatlı tarifeleri geride bırakacaksa, Netflix ne yapıp edip daha çok kişiyi reklam destekli seçeneğe yönlendirmeli. Bunu yapmaması büyük aptallık olacaktır ki Netflix bundan çok uzak olduğundan, abonelerini reklamlı seçenek almaya teşvik ediyor.Orijinal yayın tarihi: 30 Ocak 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun. (*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.