Türkiye girişim ekosistemi, pandemi sonrası tüm dünyada olduğu gibi para kıtlığı dönemini ne zaman atlatır diye düşünüyorduk. Sanırım 2024’ün ilk beş ayındaki rakamlar para kıtlığı dönemini biraz atlatmaya başladığımızı gösteriyor.Türkiye girişim ekosisteminde son beş ayda 215 yatırım turunda $286 milyon yatırım yapılmış. Bu tutar geçen seneki yatırımlardan Getir’in aldığı tutarı çıkardığımızda kalan $227 milyonun üzerinde ve üstelik 2024’te sadece beş ay geçti. Yani şimdiden geçen seneki yatırım tutarını (Getir hariç) geçmiş durumdayız. Neden böyle oldu derseniz, birkaç sebep sıralayayım. Öncelikle geçen yıl tüm dünyada yaşanan para kıtlığı ve yatırımcıların tereddütlü yaklaşımları en üst seviyedeydi. Bu sene bu korku ve tereddütler hafif hafif azalmaya başladı. Bir diğer sebep, 2024’te $20 milyon ve üzerinde yatırım alan beş girişim var. Bu girişimlerin global zihniyete sahip olmaları ve iyi gitmeleri $20 milyon dolar ve üzeri yatırım almalarını, bu da yatırım miktarı anlamında iyi bir seviye yakalamamızı sağladı. Colendi, Spyke, Dgpays, Midas ve ikas ilk beş ayda bu saydığım girişimlerin arasında yer aldı. 215 yatırım adedi de 2020’deki tüm yıl yapılan 214 yatırımın üzerinde. Bu sayının yüksek çıkma nedeniyse TÜBİTAK’ın 135 ön tohum yatırım yapması. (TÜBİTAK devlet teşviği yerine ön tohum yatırım yapmaya başladı ve bu da yatırım adetlerini ciddi bir şekilde etkiledi.) Hatta 2024’ün ilk çeyreğinde Türkiye Avrupa’da en çok ön tohum yatırımı yapılan ülke oldu. Özetlersek hem adet olarak hem miktar olarak 2024’e iyi başladık diyebiliriz. Gelişim alanları neler?Peki bardağın boş tarafından bakarsak ne durumdayız? Türkiye’yi büyüklüğü açısından değerlendirirsek Türkiye’de her sene $3 ila 4 milyar yatırım yapılması gerekiyor. Yani her çeyrek $1 milyara yakın yatırım yapılması lazım. Bu da her çeyrek 20 milyon dolar ve üzeri yatırım alan beş tane değil, 20 tane girişim demek. Peki bu nasıl sağlanır derseniz, cevabı basit. Tüm dünyayı etkileyen bir probleme çözüm üreten, sadece Türkiye’de kalmayan, “Türkiye pazarı bana yeter.” demeyen girişimcilerle. Bunu başarmanın de en kolay yolu da global girişimlerde, unicorn’larımızda çalışmış girişimcilerden geçiyor. Artık unicorn’da, decacorn’da çalışmış insan gücümüz var. Buralardaki sıkıntıları, küresel şirketlerde işlerin nasıl yürüdüğünü bilen yeteneklerimiz var. Bu yeteneklerin gördüğü bir global problemi çözmeye çalışması, bu amaçla girişimler kurması gerekiyor. Daha da açık konuşursam Getir, Trendyol, Hepsiburada, Dream Games gibi unicorn’larımızda çalışmış kişilerin edindikleri tecrübelerle yeni girişimler, unicornlar kurması elzem. Parçalandıkça yeni unicorn’lar çıkarmamız mümkün. Bir diğer seçenek de global girişimlerin Türkiye’deki Ar-Ge operasyonlarında görev alan çalışanların girişim kurmasını sağlamak. Bu girişimlerde çalışanlar da çok şey öğrendi ve bu öğrendikleriyle yeni küresel girişimler kurabilir. Başka bir seçenekse bir konuda sivrileşmek, derinleşmek gibi uzun vadeli. Eğer yapay zekâ, kuantum hesaplama gibi konularda “Dünyanın en iyi veri bilimcilerini yetiştireceğiz.” veya “Dünyanın en iyi kuantum hesaplama uzmanlarını yetiştireceğiz.” gibi bir söylemle yola çıkıp, bu konuda abartı seviyede derinleşirsek ülkemizi uzun vadede bir anda yapay zekâ ve kuantum hesaplama konusunda onlarca unicorn’u olan bir ülke konumuna getiririz. Bunu yapmanın yoluysa ülkece buraya çok yoğun bir şekilde odaklanmaktan geçiyor. Nasıl ikinci Dünya Savaşı mecburiyetler nedeniyle birçok teknolojik gelişmenin önünü açmışsa, günümüz teknolojilerinde de sanki savaş varmışcasına koşturmak gerekiyor. Bunu başarabilirsek bu konuda dünyanın bir numarası oluruz. Özetle, girişim ekosistemi için 2024 2023’e göre çok daha iyi başlasa da Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek. Olmamız gereken yerin dörtte biri seviyesindeyiz. O seviyeye gelmek için de kısa ve uzun vadede yapabileceklerimiz var. Güney Kore gibi bir sonraki Samsung’u, İsveç gibi bir sonraki Klarna’yı, Finlandiya gibi bir sonraki Rovio’yu çıkarmak biraz zor ama bir sonraki yapay zekâ ya da kuantum hesaplama devini çıkarmak için hâlâ geç değil. Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için bir takım değişiklikler yapılmıştır.