Carbon Health’in yaratıcısı Bali, sağlık hizmetlerini herkes için iyileştirmek istiyor. Daha önce, kitleler için eğitimi iyileştirme misyonuyla Udemy'yi kuran Bali’nin her iki şirketi de milyarlarca dolar değerinde. Türkiye’nin ücra bir köşesinde doğup büyüyen bu genç adam bu başarıya nasıl ulaştı diye düşünebilirsiniz. Bali, ilhamını kendi gerçeklerinden aldığı için bu kadar başarılı. Dostları ne zaman bir sorun ve çözümü üzerine beyin fırtınasına girişseler Eren’in yüzünde güller açtığını söylüyor. 2021'deki Inc.5000’de en hızlı büyüyen ikinci şirket olarak yerini alan Carbon Health’in tatlı dilli kurucu ortağı ve CEO’su, uzun süredir yatırımcısı ve arkadaşı olan Paul Lee’nin deyimiyle “Tuhaf, sessiz bir özgüvene sahip. Sakin tavrının ardında derin bir merak gizli.”Carbon Health'in Üç Yıllık Gelir Artışı: %39,734CTıpkı Bali gibi matematikçi olduğundan meslektaşının düşünce tarzını yüz kilometre öteden tanıyan Lee, “Matematik bir şeyi tonlarca formülle açıklamak değil, sorunları düşünceli ve mantıklı bir şekilde çözmekle ilgili. Bana göre Eren’in kuruculuk felsefesine getirdiği yegâne şey de bu. O, sorunların bizzat kendisine aşık bir adam. Bu sorunları alıp parçalara ayırıyor, sonra da onlara çözümlerle saldırıyor.” diyor.ODTÜ’den arkadaşı Erbil Karaman, Bali’nin bu eğilimlerini erken görenlerden. Karaman, “Giriştiği her şeyde işin ne olduğu ve nasıl en iyi şekilde yapılacağı gibi incelikleri öğrenmek istiyordu. Her daim işin küçük detayları hakkında tartışmalara girerdik.” diyor. Hedefi on ikiden vurmak: Bir arkadaşının, “en küçük ayrıntılar hakkında derin tartışmalardan” zevk aldığını söylediği Bali, Carbon Health’in ofisinde görülüyor.Hâlâ çok yakın arkadaş olan Karaman ve Bali, bugünlerde sadece matematik ve bilgisayar üzerine değil, satranç ve ebeveynlik üzerine de konuşuyor. Son zamanlarda asıl gündemleri de Bali’nin adaletsiz veya yetersiz olduğunu düşündüğü sağlık hizmetleri gibi çeşitli sosyal alanlar. Karaman bu sohbetlerden, “Eğer onun konularından birine girerseniz içinden asla çıkamazsınız.” diye bahsediyor.2018-2021 arasında yüzde 39,734 büyüyen ve 2020’de $45 milyondan fazla gelir elde eden Carbon Health, bugün Amerika’nın en büyük sorunlarından birini çözmeye çalışıyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu, sağlık hizmetlerinden başkası değil. Üstelik Bali ve şirketi Amerikan sağlık hizmetlerinin belirli bir yönünü değil, sistemin tüm aksaklıklarını gidermeyi amaçlıyor. Önce bu aksaklıklardan biraz bahsedelim. Amerika’da işveren ve çalışanları çift haneli yıllık artışlarını kabul etmeye ve bazı küçük işletmeleri sigortayı tamamen bırakmaya zorlayan sarmal maliyetler söz konusu. Ayrıca, fahiş fiyat artışı ve anlaşılmaz faturalara yol açan şeffaflık eksikliği de cabası. Bir de üstüne beyaz olmayan grupların sağlık hizmetlerine erişimindeki eşitsizlikleri ekleyelim. Böylece liste uzar gider. San Francisco merkezli şirket, son yıllarda uygulama tabanlı tele sağlık hizmetlerini fiziki kliniklerle birleştirerek yükselen birkaç şirketten biri. Forward ve One Medical, sağlık sigortasına ek olarak aboneliğe dayalı bakım hizmeti sunuyor. Walmart ve CVS ise perakende benzeri fiyatlandırmayla mağaza içi klinik zincirleri kuruyor. Covid-19 pandemisi sürecinde sektör genelinde hızlanan bir eğilim ortaya çıktı. Artık birçok bölgesel sağlayıcı sanal randevular sunarken Carbon Health bambaşka bir şey vadediyor. Bali’nin “kapsayıcı ve erişilebilir sağlık hizmetleri sağlayıcısı” olarak tanımladığı Carbon Health seviyesindeki şirketlerin sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Sözün özü sizin için her zaman ve koşulda daima hazır ucuz sağlık hizmeti. Geçtiğimiz temmuz sonu itibarıyla Carbon Health klinikleri 11 eyalette toplam 81 şubeye ulaştı. 2025’in sonuna kadar bin 500 kliniğin daha planlaması yapılmış. Belli ki şirket, sektörü Bali’nin genişletilmiş erişim vizyonuna doğru yönlendirmeyi amaçlayan iddialı bir büyüme hedefliyor.Bali’nin bu kadar büyük bir işi kotarıp kotarmayacağını söylemek için oldukça erken. Fakat daha önce de işleyen bir toplumun temelini oluşturan bir yapıyı yeniden keşfetmeye çalıştığı ve milyarlarca dolar değerinde yenilikçi bir şirket yarattığı hepimizin malumu. Bali’yi az çok tanıyanlar neyden söz ettiğimi bilse de bilmeyenler için kısaca bahsedeyim. Bali, 2010’da kurulan ve bu yıl halka arz edilmesi beklenen dünyanın en büyük çevrimiçi eğitim platformu Udemy’nin kurucularından biri. Üstelik 2014 yılına kadar şirketin CEO’su ve 2023 başlarına kadar da başkanı olarak görev yapmış.Muhtemelen Carbon Health de önümüzdeki yıl halka arz edilecek. Üstelik temmuz ayında gerçekleştirdiği en son finansman turunun değeri $3 milyarın üzerindeydi. Bu rakam o kadar büyük ki… Böylece Bali de birden fazla milyar dolarlık şirket kuran nadir kurucular arasına giriyor. Bali tam bir unicorn terbiyecisi. Üstelik bir değil iki unicorn. Lee, dostunun bu başarısından duyduğu kıvancı, “Ona her zaman, 'Sen bu dünyada bunu yapabilen bir avuç insandan birisin,’ diyorum.” sözleriyle gösteriyor. Diğer şirketlerin yanı sıra Facebook ve Lyft’te de üst düzey roller üstlenen teknoloji yöneticisi Karaman, “Eren de en az Elon Musk ve Steve Jobs kadar girişimcilik vizyonuna sahip. Fakat bir eksiği var. Eren egosuyla hareket edemiyor çünkü insanların iyi eğitime ve sağlık hizmetlerine erişimini sağlamak gibi ulvi hedefleri var. Bunlar onun temel ilkeleri. Ve çalışmalarındaki her şey bu ilkelere dayanıyor.” diyor.Amerikan sağlık sistemini yeniden inşa etmek gibi çılgınca bir fikri hayata geçirme cesaretine sahip bir girişimciyi buna iten ne olabilir? İşte Eren Bali ve Carbon Health’in hikâyesini ilginçleştiren tam da bu. Klasik başarılı girişimci hikâyeleri gibi her şeyin Harvard’daki o yurt odasında başladığını ya da Silikon Vadisi’ndeki bir kuluçka merkezinin o beyaz tahtasına yazıldığını söylemeyeceğim. Her şey 1980’lerde Türkiye-Irak çatışmalarının gölgesinde, kayısı tarımıyla geçinen bir köyde başladı.980 darbesini izleyen o yıllarda, Malatya’nın Durulova köyünde sağlık ve eğitim hizmetleri oldukça yetersizdi. Türk ve Kürt milliyetçileri arasında çıkan çatışmalar sebebiyle bu bölgeye gelip çalışan doktor ve öğretmen sayısı oldukça azdı. Oysa Eren Bali’nin her ikisi de eğitimci olan Kürt kökenli ebeveynleri tam tersini düşünerek Durluova’ya geri döndüler. Bali’nin okuduğu ilkokulun tek bir sınıfı vardı. Annesi de bu okulun tek öğretmeniydi. Üstelik beş sınıf arasında dönüşümlü olarak kullanılıyordu. Bali’nin anlattığına göre annesinin bu çabası bir şekilde karşılık bulmuş ve o okuldan birçok öğrenci Türkiye’nin en prestijli üniversitelerini kazanmıştı. “Annem çok idealist bir öğretmendi ve tüm öğrencilerine de bu zehri aşılamayı başarmıştı.” diye anlatan Bali’nin babası da annesi gibi öğretmendi. Fakat 80 darbesi sonrasında, politik aktivizmi yüzünden kamu personelliğinden men edilmişti. 1998 yılında eve ilk bilgisayarın alınmasıyla Eren’in dünyası değişmişti. Öğrenciliği boyunca matematiğe ilgi duyan Eren, birden kendini internette ileri düzey kavramları keşfederken buldu. Bu emeğinin karşılığını Türkiye Ulusal Matematik Olimpiyatları’nda aldı. Burada altın madalya kazanan Bali, sonunda ABD’ye giderek Washington D.C.’de düzenlenen 2001 Uluslararası Matematik Olimpiyatları’nda gümüş madalyanın sahibi oldu. Bu başarı Eren’in hayatında önemli bir dönüm noktasıydı. Sonraki yıl Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki eğitimine başladı. ODTÜ’deyken kendisi gibi bilgisayar bilimleri laboratuvarlarında takılan bir grup matematik meraklısıyla tanıştı. Bu grupla birlikte boş zamanlarda müzik çalar ve haber derleme gibi çeşitli çevrimiçi hizmetler geliştirmeye ve bir de çözebilecekleri sorunlar hakkında bol bol konuşmaya başladılar. Karaman o günleri şöyle hatırlıyor: “Okulda öğrendiğimiz her şeyi insanların oynayabileceği şeylere dönüştürmeyi en başından beri önemserdi.”Girişimcilik Bali’nin ailesinde daha önce ne duyulmuş ne de görülmüş. Fakat Bali’nin zihin dünyasında derinlere işleyen idealizm, her şeyi enine boyuna anlama dürtüsü ve bir şeyler inşa etme arzusu gibi entelektüel konular bir araya gelerek kapitalizm yoluyla dünya üzerinde muazzam bir etki yaratabileceği hissini vermiş. Çocukluk serüvenini anlatan Bali, “Birlikte büyüdüğüm insanların hemen hepsi siyaseten idealist oldu.” diyor. Arkadaşlarının çoğu gazetecilik, eğitim ya da Durulova'ya yakın bir şehirde doktorluk yapan kız kardeşi gibi tıp alanını tercih etmişler. Bali, “Ancak ticari idealizm de var. Bir şirket kurup daha fazla insanı etkileyebilirsiniz. Üstelik bu daha sürdürülebilir.” diye ekliyor.Bali üniversiteyi bitirir bitirmez, kullanıcıların uzmanlıklarını paylaşmasını sağlayan Knowband adında eğitim odaklı bir sosyal ağın kurucu ortağı oldu. Bu fikir Bali’nin aklına Karaman’ın Silikon Vadisi’nde staj yapıp Bali’ye beraber eve çıkmayı teklif etmesinden bir kaç yıl sonra geldi. Bali, Knowband ortağı Oktay Çağlar ve bir başka arkadaşı Gagan Biyani'yle birlikte 2010'da Udemy’yi kurdu. Kimsenin tanımadığı, gözleri parıldayarak bakan bu genç adamlar, onlardan şüphelenen düzinelerce yatırımcı tarafından reddedilmelerine rağmen, aylar içinde binden fazla eğitmenle 10 bin öğrenciyi içine alan bir platform kurdu.Lee, Bali’ye ilk yatırımını Udemy’nin bir araya getirdiği $3 milyonluk Seri A finansman turunun bir parçası olarak yaptı. Lee o günleri, “Endişelerimizin başında bu iddianın büyüklüğü geliyordu. Geçenlerde o zamanlardan kalma bazı notlarımı gözden geçiriyordum. Eren'in tam olarak, ‘Kitle eğitimini elden geçirmek istiyorum.’ cümlesini not almışım.”Baş Teknoloji Sorumlusu olarak beş yıl Udemy’de çalışan ve yakın zamanda Carbon Health’e katılan Claire Hough, “Eren, herkesin tıpkı kendisi gibi hayatı değiştirme fırsatı sunan bir eğitime erişebilmesini gerçekten istiyordu. Bu düşünce, Udemy’de bizim kutup yıldızımız oldu. Ben de bir göçmenim ve şu an yaptığım işi aldığım eğitim sayesinde elde ettim. Sistemi oyunlaştır: Bali için hayat büyük endüstrilere yön vermekten ibaret değil. Burada yerçekimsiz ve sürükleyici bir oyun olan Echo VR oynarken görülüyor. Açık konuşmak gerekirse o zamanlar sadece 35 kişiden oluşan küçük bir şirket olan Udemy’yi seçme motivasyonum da buydu.” diyor.Online eğitimin hızla geliştiği ve Udemy’nin bugünkü sektör liderliğini inşa ettiği 2014 yılında Bali, CEO’luk görevini daha deneyimli birine, şirketin COO’suna devrederek ürün ve stratejinin başında kalmaya devam etti. Daha sonra, Durulova’ya yaptığı bir ziyarette yaşadığı aydınlanma, onu erişim ve kalite açısından büyük eşitsizliklerin olduğu bir başka dev sektöre yöneltti. Bu sağlık sektörüydü. Lee’ye şöyle demişti: “Dünyanın en büyük hastane sistemini kurmak istiyorum.”2013'te BALİ, Udemy’yi gün be gün takip ederken annesi kronik karın ve sırt ağrılarıyla mücadele etmeye başladı. Hastane hastane gezmelerine rağmen hastalığın teşhisi bir türlü koyulamadı. Sonunda felç annesinin tüm vücuduna yayıldı. Bali, San Francisco Körfez Bölgesi’nden Türkiye’ye geri döndü. Doktor kız kardeşiyle birlikte üç ay boyunca doktor doktor gezerek annelerinin hastalığına çözüm bulmaya çalıştılar. Gittikleri her doktorun, biriken muayene notları, tetik sonuçları ve raporlar altında boğulduğunu fark etti. Bu süreçte kız kardeşi annelerinin bakımıyla ilgili tüm dosyaları derleyip toparladı. Nihayet, bir doktor annelerine bir teşhis koyabildi: nörosarkoidoz. Doktorların dilinden anlayan kardeşinin teşhis sürecindeki katkısı Bali'ye bir fikir verdi. Bu sayede anladı ki tıbbi kayıt sistemini hasta odaklı şekilde yeniden tasarlarsa, ABD’deki sorunu gidermek mümkün olabilirdi.Amerika’ya döner dönmez, boş zamanlarında sağlık sistemini nasıl iyileştirebileceğini düşünmeye başladı ve hayalindeki şekli bir şemaya oturttu. Sektörün tüm dertlerine tek seferde şifa olmak gibi bir iddiası olmayan Bali, başlangıçta birkaç temel probleme odaklandı. Bali şimdilerde, “İlk gözlemim, sağlık hizmetlerinin muhtemelen en karmaşık hizmet sektörü olduğuydu. Gıda ya da ulaşım sektöründen çok daha karmaşık olmasına rağmen sağlık sektöründe çalışan doktorlara verilen araç ve materyaller diğer sektördekilerden daha kötüydü.” diyor. Bali’nin söyledikleri tam da hırslı bir teknoloji girişimcisine dayanak noktası olacak cinsten. İki yıl sonra, adını Bali’nin küçük bir ekiple tasarladığı yazılım sisteminden alan Carbon Health bir şirket olarak faaliyete başladı. Bu yazılım sistemi, merkez düğümü (hasta) ve uydu düğümleriyle (sağlık hizmeti sağlayıcıları) bir karbon molekülünü andırıyordu. Çalışmalarının kapsamı hızla genişleyerek klinikler için tam teşekküllü hizmet sağlayan bir teknoloji platformuna dönüştü. Platform, elektronik sağlık kayıtlarına ek olarak tam teşekküllü bir elektronik hasta kayıt sistemi, online sağlık araçları, reçete karşılama, ödemeler ve takvimden oluşuyordu.Bu, VC destekli bir şirket için uygulanabilir, hatta optimal bir iş modeli olmaya başladı. Hastane ve doktorlara tomarla para harcamak zorunda kalmayan Carbon Health, kliniklerin gelirlerinden bir parça alarak operasyonlarını yürütebilirdi. Klinikler teknik olarak başkalarına ait olacak, perde arkasında operasyonlarını Bali ve Carbon Health yönetecekti.Sistem üç aşağı beş yukarı bu şekilde çalışırken ekip istenmeyen bir sonuçla karşılaştı: Klinikler için bakım maliyetini düşürmek, erişilebilirlik ve verimliliği artırmayı umarken, sağlık kuruluşları bu yazılımı fiyatları artırmanın bir yolu olarak kullanmaya başladı.Bali'nin ekibi, hastanelerin onayını almadan klinik işleyişinde büyük değişiklikler yapmakta zorlanıyordu. Bu durum, sadece büyümelerini engellemekle kalmıyor, aynı zamanda hizmetleri daha uygun fiyatlı hâle getirmeyi de imkânsız kılıyordu. Bali şimdi, "İnsanlar için işleri ucuzlatmak istiyorsanız, sadece bileşenleri daha verimli kılmaya odaklanamazsınız. Ölçeklendirmeye yönelik adımlar da atmalısınız. Ancak, birçok sağlık kompleksinin yalnızca bir veya iki şubesi var ve ölçeklendirme ilgi alanlarından biri değil." diyor.İstisnalar da var elbette. Mesela San Francisco Körfez Bölgesi’nde Direct Urgent Care adlı yedi acil bakım kliniğinden oluşan bir zincir… Bu şirketin misyonu Carbon Health’inkiyle birebir uyuşuyordu. Bu iki paydaş, hasta ve operasyonel verileri paylaştıkça, çeşitli iyileşmelerin yanı sıra hasta tutma oranlarında da yaklaşık yüzde 300’lük bir artış yakaladılar. Bali, bu zinciri satın almaya karar verdi. Amacı, bu kompleksleri Carbon Health kliniklerine dönüştürdükten sonra yenilerini inşa etmekti. Bali tecrübesini, “Başlarım yapacağınız işe deyip kendi kliniklerimizi açmaya karar verdik. Böylece kendi markamıza ve her bir parçası bize ait olan hizmetlere sahip olacaktık.” diye anlatıyor.2018’de Carbon Health faaliyete geçtikten üç yıl sonra, Bali sağlık sektörüyle alakalı en büyük dersini aldı. Bu sektöre tam olarak bir karmaşa hakimdi ve bu karmaşanın içinde geniş çaplı bir değişim yaratmak, tabiri caizse deveye hendek atlatmaktan daha zordu. Bu yüzden pek çoğu sınırlı alanlara odaklanıyor, bölgesel zincirlerin parçalanmış yapısı sebebiyle de sağlık girişimleri belli bir noktada tıkanıyordu. Durulova’da öğretmen olmayı seçen ebeveynlerinin yaptığından farklı olarak Bali, sistemi düzeltmenin tek yolunun sorunlarla yüzleşmek olduğunu fark edince direnmeye karar verdi.Carbon Health’in San Francisco Körfez Bölgesi klinik yöneticisi Fletcher Munksgard yakın zamanda Berkeley’deki Telegraph Avenue şubesinde, üzerinde Covid salgınıyla mücadeledeki felsefesini yansıtan “Fırtınaya doğru” yazılı tişörtüyle bir konuşma yaptı. Munksgard, “Burada her şeyi yapıyoruz.” diyordu. Zihin dünyası oldukça net: Sorunlardan kaçmaya çalışma, aksine onların üzerine yürü. The Telegraph kliniği 2013 yılında acil servis olarak açıldı. 2019 yılında yeniden markalaşan klinik hem birinci basamak hem de acil bakım hastalarına hizmet veren altı odadan oluşuyor. Pandeminin doruk noktasına ulaştığı o günlerde kliniğe, Covid testi ve tedavisi için günde neredeyse 120 hasta geliyordu. Şu an günde ortalama 60 hastanın ziyaret ettiği klinikte Covid testlerinden tutun da kadın sağlığı ve temel kontrollere kadar hemen her şey yapılıyor. Bu kliniklerde neredeyse hiç kağıt kullanılmıyor çünkü her doktorun elinde bir iPad var ve reçete yazmak, rapor okumak gibi işler bu cihazlarla hallediliyor. Ayrıca mekân tam da bir sağlık kuruluşundan umulacağı gibi, birkaç minimal mobilyayla, İskandinav tarzı modern ve ferah bir stilde döşenmiş.Poliçeler dışında hastalar için ücret tarifesi şöyle: Muayene ücreti $145, ekstra tahliller için ek $19, yaralanma tedavileri için $175, tele sağlık muayeneleriyse $69’dan başıyor. Sigortalıların ödemeleri de Türkiye'deki sisteme benzer şekilde katkı payı, tamamlayıcı sağlık sigortaları ve muafiyetlerle biraz daha karmaşık. Şirketin sigortalı hastalara, yine Türkiye'dekine benzer şekilde aradaki farkı Carbon’un karşıladığı bir paket seçeneği de var. Bali bildiğini okuyor: Bali’nin ailesinden öğrendiği en büyük ders: Her zaman suyun akış yönünde hareket et! Kliniklerin satın alınması ve yenilerinin inşa edilmesi, sigorta şirketlerinin nasıl hareket edeceğine dair tahminlere dayanarak garantili fiyatlar sunulması... Hâliyle tüm bunlar yazılımı oluşturmaktan çok daha fazla paraya mal oldu. Asıl sorun, yatırımcılarını Carbon Health’in geniş vizyonuna katılmaya ikna etme konusunda yaşandı. Bali, “Yatırımcılar sağlık hizmetlerine dair her şeyi yeniden düşünmemiz gerektiği fikrini reddetti. Aslında yapmaya çalıştığım şeylerin bazılarına şaşırdılar bile. Onlara göre oldukça gereksiz ve saçmaydı. Elimizde bizi 10 günden daha az süre idare edecek kadar para kaldığı çok zaman oldu.” diyor. Üstelik Bali bunları Udemy’deki tüm başarılarına rağmen yaşadı. Udemy’ye yaptığı ilk yatırımın ardından Carbon Health’e de yatırım yapıp Bali’nin ihtiraslarını dizginlemeye çalışan Lee, “Benim gibi risk sermayedarlarının hayal gücü yok. Tek dediğimiz yazılım, yazılım, yazılım. Odak, odak, odak. Oldukça faydacı ve muhafazakarız.” diyor.Ansızın Covid geldi çattı. Carbon Health’in işleri tele sağlık hizmetlerinin dışına çıkarak yüz yüze Covid taramaları ve sonrasında aşılamalarla gittikçe büyüdü. Şirket, çeşitli kuruluşların ülkenin dört bir yanındaki otoparklara yerleştirdiği nakliye konteynerinden bozma test alanlarıyla ilk mobil test kliniklerini kullanıma sundu ve en nihayetinde evde test kiti üretti. 2021’in başında Los Angeles, pandeminin zirve yaptığı dönemde günde ortalama 10 bin aşı yapan, eyaletin en büyük toplu aşılama merkezini Carbon’un yönetimine bıraktı. Bu anlaşmayla 2020’deki gelirini dörde katladı.Tüm bu gelişmeler şirkete çok daha yüksek bir profil kazandırdı. Böylece Carbon, temmuzda $350 milyon gelir elde edebildi. Şirket bu gelirle 2025 yılına kadar, birçoğu Bali’nin “sağlık hizmeti çölleri” olarak adlandırdığı, hizmete erişimi yetersiz bölgelerde olmak üzere toplam bin 500 klinik açmayı hedefliyor.Bali, şirketin kârlılığa ulaşma, düşük ve şeffaf fiyatları sürdürme konusundaki tek umudunun sektörün geri kalanına baskı yapacak kadar büyümek olduğunun farkında. Bunu kasdederek, “İş modelimiz mümkün olduğunca hızlı büyümeyi gerektiriyor.” diyor. Kârlılığın ölçeklenmekle mümkün olduğunu bildiği için de, “Ar-Ge'ye ve klinik açmaya bu kadar yatırım yaparsak, sonsuza kadar korkunç kâr edemeyen bir şirket olarak kalacağız. Ne kadar büyük olursanız, inovasyondan o kadar fazla yararlanırsınız. ABD sağlık hizmetleri pazarına ve rakiplerimize baskı yapmak istiyorum. Böylece diğer oyuncular da daha verimli olmak zorunda kalacaklar.” diye de ekliyor.Peki diğerleri buna nasıl motive olabilir? Elbette Carbon Health sayesinde. İlk başta umdukları, yazılımı kullanan kliniklerin bir yandan verimi artarken diğer yandan hizmetlerinin ucuzlamasıydı. Şimdiyse bu amaca kendi kliniklerinde ulaşmayı ve fiyatları düşürerek rekabet baskısı yaratmayı umuyorlar. Böylece rakipleri kendiliğinden ürünü kullanmaya ikna olacak. Sözün özü: İlk kurulduğu zamanlar kurumsal yazılım satma planıyla yola çıkan Carbon Health’in bu düşüncesi nihai hedef hâline gelmiş gibi görünüyor. Bu sırada, baş teknoloji sorumlusu Hough ve Apple Health’in bir önceki stratejik girişimler başkanı ve Carbon Health’in yeni strateji müdürü Myoung Cha, şirketin temel tele sağlık ve yüz yüze hizmet veren kliniklerin ötesinde bakım sunabileceği yepyeni yollar geliştirmeye odaklanmış. Haziran 2020’de şirketin satın aldığı teknoloji destekli diyabet bakım şirketi Steady Health’in modeli olan evde uzman bakımı sağlamanın büyük bir fırsat olduğunu görüyorlar. Bu girişim diğer kronik hastalıkların da sürekli bakımına doğru genişleyecek gibi görünüyor. Cha, insanlar Apple Watch taktığı ya da evinde akıllı cihaz kullandığı sürece, Carbon’un bu insanlara dair verilerin önleyici bakım hizmeti açısından kullanma becerisinin hayati önem kazanacağına inanıyor. Cha, “Bu tür veriler, geleneksel muayenede erişmenin mümkün olmadığı ölçümler konusunda doktorların eli ayağı olacak.” diyor.Bu yazı, Inc. Türkiye Mart 2024 sayısında yayınlanmıştır. Abonelere özel çok daha fazla içerik için şimdi size özel tekliflerimizi inceleyin!