Araştırma firması Gartner’ın yeni raporunda, arama motoru denince akla ilk gelen Google ve Microsoft’un Bing’i gibi devleri rahatsız edecek bazı haberler var. Rapora göre, internet kullanıcıları sohbet robotları gibi çeşitli yapay zekâ uygulamalarına aşina oldukça, geleneksel arama motorlarının kullanımında yüzde 25 oranında bir azalma olacak. Yani arama devleri “pazar payını yapay zekâ sohbet robotlarına ve diğer sanal aracılara kaptıracak.”Bu haberi önemli kılan bir diğer neden de bahsi geçen şirketlerin halihazırda birer pazarlama devi olması. Arama motorlarının faydası yadsınamaz. Google bu faydayı biraz üst seviyeye taşımış zira arama motoru üzerinden topladığı verileri kullanarak reklam satıyor ve bundan para kazanıyor. Bu reklamlar, ürünleri tanıtılan şirketlerin kâr etmesi için tasarlanıyor. Google reklamlarını bir web sitesine yerleştirmek, pek çok medya şirketinin de kullandığı bir gelir modeli. Raporda öngörüldüğü gibi yapay zekâ, arama motorları pazarını altüst ederse bu mevcut pazarlama uygulamalarının benzer şekilde altüst olacağı anlamına gelir. Ve pazarlama normlarının bozulması, çevrimiçi sistemler aracılığıyla ürünlerinizi pazarlama yöntemlerini değiştirmeyi gerektirir. Yapay zekâ pazarlamada şimdiden önemli bir role sahip. Küçük şirketler şu anda sohbet robotlarının metin yazma becerilerinden, halkla ilişkiler çalışmalarında yararlanıyor. Ama bu teknolojinin pazarlama sürecinde de etkisi var. Shopify'ın yapay zekâ destekli Semantik Arama sistemi, ürünlerin metin ve görsel verilerini analiz ediyor ve müşteriler farklı ifadeler ya da tanımlar kullansa da karşılarına daha doğru ve tutarlı sonuçlar çıkarıyor. Böylece ürünlerin belirli anahtar kelimelerle eşleştiği geleneksel site içi aramayı dönüştürüyor. Fakat bu, arama tabanlı pazarlama sistemlerini geliştirmek için yapay zekâyı kullanmanın ötesine geçemiyor.Yapay zekâ trafiği çalacak kadar akıllı.Daha da önemlisi, yapay zekâ sohbet robotlarının arama motoru trafiğini “çalabileceği” düşüncesi. Örneğin, “200 Fahrenheit kaç Celcius?” gibi basit sorgulamalardan, “Sony en son hangi oyun konsolunu üretti?” gibi daha karmaşık sorulara kadar, Google’a yönelttiğiniz pek çok sorunun bir sohbet robotu tarafından yanıtlandığını düşünün. Bu sorguları ChatGPT veya Microsoft’un Copilot’u gibi bir sistem üzerinden yapmak, cevapları Google'ın karmaşık arama motoru sistemleri yerine doğrudan bu platformlar üzerinden almayı sağlayabilir.Ayrıca yeni Arc uygulaması sayesinde, gelecekte bilgiye ulaşmak için baskın yol internette arama yapmak olmayacak gibi görünüyor. Arc, kullanıcı sorgularını yanıtlarken arama motoru sonuçlarını kullanıyor. Geleneksel arama motorlarının yanıtlarını tarar, sadeleştirir ve düzenler, böylece internette arama yapmanın o sıkıcı yanlarını ortadan kaldırır. Bunlara benzer yapay zekâ araçları, belirli görevleri yerine getirebilmek için bağımsız olarak harekete geçebilen, arama sorgularını dönüştürecek yapay zekâ destekli arama teknolojisinin yeni bir formu. Bu sistemler, veri arama ve analiz gibi karmaşık görevleri sizin için otomatik olarak gerçekleştirebilir. Elbette Google, bu eğilimleri öngördüğünden geçen yıl kendi yapay zekâ arama aracı Search Generative Experience’ı tanıttı. Google’ın geleneksel arama sistemine ek olarak üretken yapay zekânın özetleme yeteneklerini kullanan bu sistem sayesinde doğru yanıtı bulmak için sonuçları incik cincik etmeye gerek kalmayacak.Fakat yapay zekâ yaygınlaşıp Microsoft gibi firmalar onu herkesin hayatına dahil etme çabalarını artırdıkça geleneksel arama motorlarını nasıl bir geleceğin beklediği henüz bilinmiyor. Yakında yapay zekânın ürünlerinizi pazarlama konusundaki düşüncelerinizi etkileyebilir. Zira web sitenize gelen trafiği artırmak için Arama Motoru Optimizasyonu yapmak artık yeterli olmayabilir.Dolayısıyla uzun vadeli bir pazarlama stratejisi oluşturuyorsanız, geleneksel arama sistemleriyle yapay zekâyı nasıl bir araya getireceğinizi araştırmak faydalı olabilir. Ne demişler, küme düşmemek için topu ileri sürmek gerek.Orijinal yayın tarihi: 20 Şubat 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.