Yapay zekânın Siri’nin o ilkel yeteneklerini ve Alexa’nın aldığı basit kararların sınırlarını aştığı bir dünya hayal edin. Böyle bir dünyada yapay zekâ hayatımızın her alanına sorunsuz bir şekilde entegre olur, değil mi? Üstelik sadece süreçleri otomatize etmekle kalmaz; çalışma, yaratma ve çevremizle etkileşim kurma şeklimizi de temelden değiştirirdi. Aslına bakarsanız yapay zekânın en büyük vaadi giderek daha karmaşık hâle gelen algoritmaları daha büyük veri kümeleriyle beslemek değil, insan beynini taklit eden paradigmanın ta kendisi olmak.Yapay zekâ neden ikinci viteste kaldı?Şimdilerde yapay zekâ haberlerinin odağında Anthropic’in Claude 3.5 ailesinin ilk sürümü Claude 3.5 Sonnet var. Sonnet, orta düzeydeki Claude 3 Sonnet’i hız ve maliyet anlamında çoktan geride bıraktı. Claude 3 Opus’uysa performans açısından sollayarak sektörün çıtasını yükseltiyor.Ayrıca Claude 3.5 Sonnet, Anthropic’in görüntü işleme kabiliyetleri en güçlü modeli. Bu yönüyle çizelge ve grafik yorumlama gibi görsel muhakeme gerektiren konularda kendini kanıtladı. Dahası Claude 3.5 Sonnet kusurlu görüntülerdeki metinleri doğru şekilde okuyabiliyor. Ki bu özellik perakende, lojistik ve finansal hizmetlerde resim, grafik ya da illüstrasyondaki metinlerden bilgi elde edilmesi gereken durumlarda oldukça işe yarayabilir.Öte yandan bu modelin yetenekleri göz kamaştırsa da daha derin incelendiğinde lineer bir ilerleme konusunda o kadar da güven vermiyor. Claude 3 Sonnet belirli alanlarda üstünlük sağlıyor, kabul. Ama bu ilerleme çığır açan bir inovasyondan ziyade adım adım iyileştirilen ve geliştirilen eğitim yöntemlerinden kaynaklanıyor. Bu da şu soruyu akla getiriyor: Yapay zekânın ateşli devriminden geriye sadece korlar mı kaldı? Kesinlikle hayır. Fakat potansiyelini gerçekten açığa çıkarmak istiyorsanız mevcut yapay zekâ yaklaşımlarının ötesine geçmeniz gerekiyor. Üretken yapay zekâ nihai varış noktası değil yalnızca bir basamakGünümüzde yapay zekâ gelişmeleri derin öğrenme modelinden güç alan üretken yapay zekâ tarafından destekleniyor. Fakat derin öğrenmenin kendisi gibi, üretken yapay zekâ da yapbozun sadece bir parçası. Bu yaklaşım görüntü ve dil işleme gibi konularda etkileyici sonuçlar doğursa da insan zihnini tanımlayan gerçek zekâdan yoksun. Bu modeller özünde örüntü eşleştirme ve devasa veri kümelerindeki korelasyonları bulma konusunda usta. Ama insan zekâsı bağlama anlam verebilme, karmaşık problemler karşısında akıl yürütebilme ve yeniliğe yaratıcı bir şekilde uyum sağlayabilmesi açısından çok daha ötede. Üretken yapay zekâ ne kadar ilerlerse ilerlesin insan zekâsının bu yönlerini taklit edemez. Elektrik Analojisi: İnsanın Potansiyelini GüçlendirmekYapay zekâyı elektrik gibi düşünün. Elektriğin icadından önce insanlık kas gücüne ve ilkel makinelere muhtaçtı. Zamanla etkileyici yapılar inşa edilse de ilerleme yavaş ve sınırlıydı. Elektrik kolayca elde edilebilen dönüştürücü bir güç hâline gelerek devrim yarattı.Kaba Kuvvetin Ötesinde: Bir Sonraki Sınır BeyinO dönem elektriğin icadı insanların yapabileceklerini bambaşka bir boyuta taşıyarak fiziksel kısıtlamaları aşmamızı sağlamıştı. Şimdi de sıra yapay zekâda. Derin öğrenme bu yolda önemli katkılarda bulunsa da yapay zekâ konusunda esas ilerleme insan beyni taklit edilebildiğinde gerçekleşecek. Hiç de kolay olmayan bu ilerleme belki de onlarca yıl sürecek. İnsan beynini bir düşünün. Milyarlarca nörondan oluşan bir ağdan bahsediyoruz. Bu nöronlar devamlı birbirleriyle etkileşim hâlinde ve bağlantılar kuruyor. Deneyimlerimiz ışığında, var olan bağlantıları zayıflatıyor, bazılarını güçlendiriyor ve yeni bağlantılar oluşturuyor. Buna plastisite de deniyor.Von Neumann mimarisinden ilham alan geleneksel bilgisayarlar yerine nöromorfik bilgisayarlar nöronların bu işleyişini daha iyi taklit edebiliyor. Ayrıca nöromorfik bilişim sadece beynin yapısını ve işlevi değil aynı zamanda dinamikleri ve plastisistesinden de ilham alır. Zaman içinde öğrenebilen ve gelişebilen daha gerçekçi ve doğru modeller oluşturabilir. Beynimizin bu karmaşıklığının ve her duruma uyum sağlama becerisinin kopyalanması kulağa biraz korkunç gelebilir. Üzgünüm ama yapay genel zekâya ulaşmanın başka yolu yok. Yaklaşan Patlama: Her Yerde Bulunan Bir Yardımcı Olarak Yapa ZekâYapay genel zekâya ulaştığımızda, yani yapay zekâyı insanlaştırdığımızda tüm dünyada yapay zekâ fırtınası esecek. Yapay zekânın hayatımızın her alanına sorunsuz bir şekilde entegre edildiğini hayal edin. Hastalıkları öngörüp önleyecek kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri sunmak ya da Nobel Ödüllü birinin düşüncelerinden yararlanarak bilimsel keşiflerde devrim yaratmak yapay zekâ sayesinde mümkün olabilir. Nasıl ki elektrik bugünkü modern dünyaya güç verdiyse, yapay zekâ da insanlığı ileriye taşıyacak gelişmelere temel hazırlayarak aynı etkiyi yaratacak.Gelecek İşbirliğinde Saklı: Big Tech, Akademi ve Startup KıvılcımıŞöyle bir gündeme göz atayım dediğinizde karşınıza Microsoft ve Google’ın yapay zekâ becerilerinden söz eden haberler çıkıyor. Hem de neredeyse her gün. Fakat bu devrimin tek öncüsü bu büyük teknoloji şirketleri olmayacak. Üniversiteler ve startup’lar beyinden ilham alan yeni nesil yapay zekâ modellerinin geliştirilmesinde oldukça önemli rol oynayacak. Hayal ettiğimiz dünyada, bir üniversite laboratuvarındaki tutkulu ekip ya da cesur girişimciler yapay zekânın gerçek potansiyelini ortaya çıkaracak. Tüm bunlar girişimciler için ne anlama geliyor?Yaklaşan yapa zekâ devrimi girişimciler için hem zorluklar hem de fırsatlar sunuyor. Bu anlamda aklınızın bir köşesinde tutmanızda gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:İşinizi geleceğe hazırlayın: Yapay zekâ sektörünün sarsacağı alanları belirleyin ve iş modelinizi buna göre uyarlayın. Görevleri otomatize etmek, müşteri deneyimini kişiselleştirmek ya da tamamen yeni ürün ve hizmetler geliştirmek bu alanlar arasında sayılabilir.Sürekli öğrenmeye kucak açın: Yapay zekâ gelişmelerini takip edin ve işletmeniz için potansiyel vadeden uygulamaları keşfedin. Sektör etkinliklerine katılın, ilgili yayınları okuyun ve yapay zekâ uzmanlarıyla işbirliği fırsatlarını değerlendirin.İnsan ve yapay zekâ işbirliğine yatırım yapın: Yapay zekâyı işgücünüzün yerine geçecek değil çalışanlarınızı geliştirecek güçlü bir araç olarak görün. Tekrarlayan görevlerde yapay zekâdan yararlanın. Böylece ekibinizin yaratıcı problem çözme becerilerini kullanabilecekleri, daha stratejik düşünmelerini gerektiren görevlerini yerine getirmek için zaman kazanır.Düşünce kalıplarının dışına çıkın: Yapay zekâ iş dünyasında kuralları baştan yazıyor. Bu değişime uyum sağlamaya, bunun için yenilikler yapmaya hazır olun. Şirketinizde fikirleri deneyle test etmeye önem veren bir kültür yaratın ve rekabette öne geçmek için hesaplanmış riskler alın.Akıllı yapay zekâya giden yol uzun ve zorlu. Ama karşılığında kazanacaklarımız paha biçilemez. İşbirliğini teşvik ederek ve insan beyninden ilham alan modellere öncelik vererek yapay zekânın gerçek potansiyelini ortaya çıkarabilir ve yeni bir ilerleme çağı başlatabiliriz.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için birtakım değişiklikler yapılmıştır.