Umarız yapay zekâ yarattığı heyecanın hakkını verir çünkü bu teknoloji tam anlamıyla işlevsel hâle geldiğinde bize gerçekten lazım olacak. Dünya şu anda muazzam miktarda enerji tüketiyor. Gelecekte, tükettiği bu enerji miktarını düşürmek zorunda kalacak. Böyle bir bağlamda işlerin kesintisiz yürümesi için de bu akıllı, hızlı ve süper güçlü teknolojiye ihtiyaç duyacak. Öte yandan yapay zekânın elektrik tüketiminin önüne geçemezsek hepimiz mum ışığında kitap okumaya mahkûm olabiliriz.Yapay zekânın artan verimliliği,”üç kuruşa beş köfte” çağının kapısını aralıyor desek yeri. Yani işgücü maliyeti azalırken üretkenlik vaatleri artıyor. Gelin görün ki yapay zekânın potansiyel dezavantajlarına daha az dikkat çekiliyor. Özellikle şebekelerin veri merkezlerindeki artan enerji ihtiyacını karşılamakta zorlanması önemli bir dezavantaj çünkü bu zorluğun bedeli ancak kabarık elektrik faturalarıyla ödenecek.CNN’de yazan enerji uzmanlarına göre elektrik tüketimi önümüzdeki 10 yılda yapay zekânın yaygınlaşmasıyla katlanarak artacak. Ayrıca uzmanlar, bu talebin, elektrik üretim maliyetini ciddi anlamda artıracağını söylüyor. Tahminler, maliyeti megavat başına yaklaşık $30 olan sıradan jeneratörlerden, maliyeti megavat başına yaklaşık $1.000’a çıkan santrallere geçilmesinin zorunlu hâle geleceği yönünde. Aradaki farkı kim ödeyecek, artık siz tahmin edin.Tabii ki yapay zekâ gelecekte enerji arzındaki baskıyı artıracak faktörlerin başında geliyor ama asla yalnız değil.ABD hükümet politikaları ve otomobil üreticileri de dahil tüm endüstriler, çevreyi kirleten yakıt türlerinden uzaklaşıp daha temiz, yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik enerjisi seçeneklerine geçmeye çalışıyor. Bu geçiş sırasında ülkenin enerji şebekesindeki talep artışıysa bu planların ayrılmaz bir parçasıydı. Fakat yapay zekânın hızla gelişmesi, enerji şebekesinin beslemesi gereken dev bir tüketici daha yarattı.Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) göre yapay zekânın gelişimi için gereken bilgi işlem gücü kabaca her 100 günde bir ikiye katlanıyor. Yani yapay zekâ her üç veya dört ayda bir iki kat daha fazla elektrik tüketiyor. Bu erken gelişim döneminde bile ChatGPT gibi yapay zekâ destekli bir uygulama, bir komutu yerine getirmek için mevcut yazılımlar veya arama motorlarına göre 33 kat daha fazla enerji harcıyor.Bir de Bitcoin madenciliğinin elektrik kesintilerine yol açtığını düşünürdük. Ama o işler tam olarak öyle değilmiş.Yapay zekânın daha eğitim aşamasında bile tükettiği devasa elektrik, ihtiyaç duyacağı beklenen toplam elektriğin sadece yüzde 20’sine tekabül ediyor. Ayrıca yine WEF’e göre gelecekte yapay zekânın enerji gereksiniminin yüzde 80’i bu teknolojinin gerçek problemleri çözmek için kullanıldığı çıkarım aşamasında tüketilecek.McKinsey ve diğer analistlere göre ABD’nin yıllık elektrik talebi 2034’e kadar yüzde 13 ila 15 arasında büyüyecek. Ama yapay zekânın enerji gereksinimleri bu talebi daha da artıracak. Peki ne kadar? Goldman Sachs’ın yakın tarihli araştırmasına göre yapay zekânın enerji ihtiyacı 2023’e kadar yüzde 160 daha artacak. Hollandalı bir araştırmacı Google’ın tüm mevcut yazılım ve donanım varlıklarını yapay zekâya entegre etmesi hâlinde her yıl İrlanda’nın ürettiği kadar elektriği tek başına tüketeceğini tahmin ediyor.Bunlar bir kenara, şu an enerji şebekelerine büyük bir takviye ve kapasite artışı olmadan bu bu talep karşılanamayacak, en azından ABD’de durumun böyle olduğunu biliyoruz. Dahası tüm bu ekstra elektrik üretimi ve kullanımı karbon emisyonu azaltma hedefleri açısından ne anlama geliyor? Bu da yapay zekânın çözmesi gereken başka bir felaket.Yalnızca son birkaç ayda büyük teknoloji şirketleri, yapay zekânın gelişmesiyle karbon ayak izlerinin planlananın aksine ne kadar arttığını ortaya çıkardı. Bu şirketler arasında karbon emisyonu 2022’den 2023’e yüzde 13,5 ve 2019’dan bu yana yüzde 50 artan Google başı çekiyor. 2020-2023 arasında yüzde 29 artışla Microsoft ve son iki yılda yüzde 65 artışla Meta da Google’ı yalnız bırakmıyor.Microsoft resmi olarak 2030’a kadar karbon negatif olacağını taahhüt etti. Google’sa 2019’a kıyasla karbon emisyonlarını 10 yılın sonunda yüzde 50 azaltmayı taahhüt ettiğini belirtiyor. Tamam da bu işin hiç mi artısı yok? Yapay zekânın vadettiği faydalar arasında giderleri düşürüp daha az atığa yol açmasının etkisiyle artan verimlilik yer alıyor. Teknolojiyi kullanan çok sayıda endüstri ve milyonlarca işletmeyi düşünürsek, bu dengeleyici kazançlar çok büyük olabilir.Hiçbir teknolojik inovasyon başlangıçta çok verimli değildi. Zaman içinde pek çok açıdan gelişti, performansı yükseldi ve enerji ihtiyacı düştü. Isı pompalarını düşünün. Yine de işi riske atmamak gerek. Yapay zekânın kazandığı ilk zaferlerinden biri, kendi kendini daha az enerji harcayarak nasıl çalıştıracağını bulmak olmalı. Öyle olacağını ummak zorundayız. Aksi takdirde yapay zekâ da mum ışığına mecbur kalabilir.Orijinal yayın tarihi: 9 Temmuz 2024Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.(*) Bu yazının çevirisinde Türk okura hitap etmek için bir takım değişiklikler yapılmıştır.