Hadi biraz yapay zekâ konuşalım. Aramızda duymayan kaldıysa tabii. Yıllar önce mühendis ve bilim insanlarının araştırmalarına sıkışmış, sesini duyurmak için can atan bir kavramdı.Matematikle ileri bilgisayar teknolojileri arasında güçlü mukavemete sahip bir bilimden ibaretti. “Veri”nin sesiydi. Peki bu sese yeterince kulak verebildik mi?Her veri birer nota diyelim. Her nota kümesi gamları oluşturuyorsa veri setlerinden doğacak melodiler bize yaptığımız işlere ayna tutan istatistikleri verecek demektir. 20-30 sene öncesinin iş dünyası, bu minik ezgilerin verdiği matematiksel sonuçlara bakıyordu. Şirketler kendi rotalarını tayin ediyor, yanlış ve doğrularını tespit ediyor, ürün satışının ciroya etkisini ölçüyor ve kendilerini bu ezgilerin ritimlerine kaptırıp yarı doğru hedeflemelerle “para kazanıyorlardı”. Son 20 yılda neler değişti? Neden istatistiksel hesaplama yöntemleri yetersiz kaldı ve “yapay zekâ”ya ihtiyaç doğdu?Bilim insanları aralıksız çalıştı ve yeni teknolojik yöntemlerle yeni gamlar, yeni müzik türleri ve hatta meslek dalınıza göre kendi müzik zevkinizi oluşturabileceğiniz olanaklar yarattı.İnsanoğlu “Bugün kendi çaldığımı duysam yeter.” düşüncesindense “Yarın ne olacak?” sorularına odaklanacak kadar bilinçlendi. Özünü hatırladı. Bu öz ve yaratılış dengesi öyle güzel ki, hedef bütünde daha da büyüdü. Kaçınılmaz “yarın endişesi” iş dünyasında bu yeni yöntemlere başvurulmasına zemin hazırladı. “Bana bugünü değil, dünkü tınılarım ve bugünkü melodilerimi birleştirerek yarın hangi konçertoyu çalacağımı söyle!” “Bu şirketin kendine özgü bir müzik zevki olmayacak mı?” ”Rakiplerim neler çalıp söylüyor?” Gelin biraz daha derine inelim. Her veri bir notaya karşılık gelsin demiştik. Her bir nota kümesi de gamları yani major ve minör yapıları doğursun. Bu da duyduğunuz o meşhur yapay zekâ modelleri. Müzikte major ve minör yapıların belli bir denge ve uyumla bütünleşmesi gerekir, aksi takdirde detoneliği yaratır. Sonucunu görmek istediğimiz tüm karar değişkenlerimizi doğru ritim dörtlüklerine koymak da yapay zekâ modelleri regülasyonlarımız olsun.Eğer verilerimizle bu modelleri doğru kurarsak doğru ezgilerle verimli sonuçlar alır ve geleceği daha doğru tahmin edebiliriz. İşte o zaman, “A ürününü Z lokasyonunda satsak para kazanır mıyız?” diye soru sormaya ve cevabını almaya başlarız. Tahmin etmek neden mi önemli? Çünkü mottomuz, “hep ileri!” Yapay zekâ modelimiz doğru tahmin ve yöntemleri söylediğinde analiz aşamasına geçebiliriz.Analiz, her parçayı her ortamda duymanın kulak tırmalayıcı etkisini önlemek için belirlenen bir aşama. Yapay zekâ modelleri öyle uyumludr ki, siz yukarıda sıraladığımız gereklilikleri yerine getirdiğinizde dinleyicilerinize müzik zevklerini bilerek hizmet etmenizi sağlar.Ne demiştik, artık bilinçlendik. Her dinleyicinin müzik zevki aynı değil. Dolayısıyla satış stratejilerini belirlerken doğru kitleyi hedeflemek, doğru satışa odaklanmak, doğru pazarlama yöntemini bulmak ve doğru hizmeti sunmak için bu yönteme ihtiyaç duyacaksınız. Bu hedefler doğrultusunda bütçenizi yönetebilecek olmanız da cabası.“Peki ben çalmayı bilmiyorsam ne olacak?” dediğinizi duyar gibiyim. Bunun için yapay zekâ bestecileri mühendis ve analistler var.Size kulak verip hep ileri gitmenizi sağlayacak bu organik zekâlarla birlikte çalışmalısınız. Her meslek dalının ilgili “bestecileri” size yardım etmek için sırada bekliyor. Hemen her gün yeni havalı bir görev tanımıyla işsiz kalan ya da teknoloji firmalarında yer bularak kısıtlı imkânlarla gelişimini sürdüren birileri hep var. Şirketinizin misyonu ne olursa olsun herkesin bu bestecilere ihtiyacı, bu profesyonellerin de size veri okuryazarlığı yapma azmi olduğunu hatırlamakta fayda var. Yani birbirinize sarılma vakti.Aksi durumda ne mi olur? Tıpkı bugün olduğu gibi, sizin 30 yıllık bilgi birikiminizin her kelimesini “GPT” adında bir havuza yükleyip bir yapay zekâ bestecisi yaratırlar. Dünya haftalık 100 milyon kişinin ulaştığı ve her geçen gün daha da büyüyen bilgi ve veri setiyle gelişmeye devam eder. Siz de korktuğunuzla kalırsınız. Yapay zekâ sadece mühendisler için değil hukukçular, doktorlar, sosyologlar ve tarım işçileri için de önemli. Enstrüman çalmayı bilmenize gerek yok. Fakat şirketinizi bir filarmoni orkestrası olarak görmek, dünyanın ritmini yakalamak istiyorsanız onları duymak, normlara bağlı kaldıklarından emin olmanızı sağlar. Bu bağlamda hepinizi başarılı bir orkestra şefi olmaya davet ediyorum. Haydi Maestro! Şimdi sahne senin.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.