Cam tavan kavramını duymayan yoktur. Her ne kadar dezavantajlı grupların yaşadığı fırsat eşitsizliğini anlatmak için ortaya çıksa da sıklıkla kadınlar için kullanılıyor. Bu tabiri duyduğumuzda aklımıza kadınların üst düzey pozisyonlara erişmesini zorlaştıran görünmez engeller geliyor. Fakat cam tavan kadar bilinmeyen oldukça önemli bir kavram daha var: Yapışkan zemin.Cam tavan daha çok üst düzey yönetici, yani erk sahibi erkeğin alanı olduğu tahayyül edilen iktidar alanlarına erişmeye çalışan kadınların karşılaştığı zorlukları anlatırken yapışkan zemin, kadınların gündelik hayatta yaşadığı bir soruna işaret ediyor. Bu, düşük ve orta düzey işlerde çalışan kadınların kariyerinde yukarı doğru hareket etmelerini zorlaştıran ve yine görünmez olarak nitelendirilen engelleri ifade ediyor. Özellikle düşük ücretli işlerde yoğunlaşan kadın emeği, ekonomik bağımsızlığı sağlama ve mesleki ilerleme açısından ciddi riskler taşıyor. OECD (2023) verilerine göre kadınlar dünya genelinde erkeklere kıyasla daha düşük ücretli ve yükselme fırsatları kısıtlı işlerde yoğunlaşıyor. Örneğin birçok sektörde kadınlar genellikle sınırlı yükselme şansı olan pozisyonlarda çalışıyor. Ayrıca aynı iş yerinde yıllarca çalışan kadınlar, erkek meslektaşları yükselirken yerinde sayıyor çünkü terfi mekanizmaları cinsiyetçi normlardan etkileniyor. İşyerlerinde kadınların eğitim fırsatlarından daha az yararlandırılması ve iş-yaşam dengesinin hiçe sayılıyor olması da cabası. Dolayısıyla bu kavram cam tavanın altında sıkışıp kalanların değil, bir basamak çıkma fırsatını bile bulamayan kadınların, yani daha fazla kadının mücadele ettiği sorunları anlatıyor. Düşük nitelik gerektiren işlerle özdeşleşmekten bakım sorumluluklarına kadar değişen toplumsal cinsiyet kodlarının dayattığı birçok refleks kadınları âdeta bir zemine yapıştırıyor ve yükselme fırsatı vermiyor. Kısacası yapışkan zemin dilimize pelesenk olan cam tavana kıyasla hayatın daha da içinde. İşin kötüsü neredeyse her yerde karşılaştığımız bu duruma hiç dikkat çekilmiyor.Peki adaletsizlikle mücadele edip eşitsizliği bir nebze olsun azaltmak adına neler yapabiliriz ya da yapmalıyız? Öncelikle toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine sazı elimize alıp konuşmak yerine somut politikaları hayata geçirmemiz gerek. Toplumsal cinsiyet algısının yarattığı sorunları kökünden çözemesek de en azından hafifletmek ve daha fazla kadının kariyer gelişimine fırsat vermek gerek. Mesela mesleki gelişim programlarını, bakım desteklerini, iş-yaşam dengesini sağlayacak düzenlemeleri ve ücret şeffaflığına yönelik tedbirleri kamu otoritesinden beklemeden de hayata geçirmek mümkün.Belki de cam tavan sorununun çözümü, yapışkan zemin sorunun üstesinden gelmeye bağlıdır. Az sayıda kadın yerine çok sayıda kadın cam tavanı zorlamaya başladığında cam tavanın kırılmasını bekleyebiliriz. Ne dersiniz?Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.