Neoliberalizmin ekonomik eşitsizliği derinleştirdiği ve sosyal adaleti sağlamada yetersiz kaldığı yönündeki eleştiriler giderek daha fazla duyulmaya başladı. Eleştiriler, piyasa güçlerine ve bireysel özgürlüklere aşırı vurgu yaparak devletin düzenleyici ve sosyal refah sağlayıcı rolünü ihmal ettiği üzerinde yoğunlaşıyor. Bu durumun, zenginle fakir arasındaki uçurumun büyümesine, temel hizmetlere erişimde eşitsizliklere ve toplumsal ayrışmaya yol açtığı belirtiliyor. Ayrıca, neoliberal politikalar sürdürülebilirliği de göz ardı ediyor. Küresel ölçekte yaşanan ekonomik ve ekolojik krizlerin failliğiyle itham edilen bu politikaların beraberinde getirdiği finansal krizler yatırım iklimini de büyük ölçüde etkiledi. Startup’lar ve genç girişimcilerin yatırım alma süreçleri de zorlaştı.Startup’lar yenilikçi ruhları, pazarın yerleşik kurallarına meydan okumaları ve bunları yeniden keşfetme becerileri sayesinde desteklenir. Fakat yeni girişimlerin iddialı projeleri bazen zamanlama, ekip yetersizliği ve rekabet zafiyeti gibi nedenlerle başarısız olabilir. Bu yaygın zorluklara ek olarak neoliberal politikaların neden olduğu makro ekonomik koşullar da startup’ların yatırım süreçlerinde yeni engeller yaratabiliyor.Neoliberal Düzlemde YatırımBunun ardında yatan ilk sebep neoliberal politikalarla piyasanın aşırı finansallaşması. Artık büyük fonlar mal ve hizmet üretimi gibi üretken yatırımlardan spekülatif para ve sermaye piyasası araçlarına yöneliyor. Melek yatırımcılar, risk sermayesi şirketleri ve kitlesel fonlama şirketleri ümit veren iş fikirleri yerine kripto piyasalar, NFT’ler gibi yeni finans araçlarını tercih ediyor.Ayrıca deregülasyon, özelleştirme ve devlet müdahalesinin azalması ve kamu harcamalarının kısılması girişim ekosistemine dahil olan yeni şirketlerin başlangıç ve büyüme aşamalarında ihtiyaç duyduğu kamu fonları, hibe ve teşviklerin azalmasına neden oluyor.Deregülasyonla piyasaya hakimiyet kuran büyük ve yerleşik şirketler daha da avantajlı hâle geliyor. Hâl böyle olunca yeni kurulan küçük şirketlerin sektörde tutunması bir hâyli zorlaşıyor. Hizmetlerin özelleştirilmesi, startupların temel altyapı veya hizmetlere erişimini sınırlayıp ve operasyonel maliyetleri artırıyor. Startup’lar için zorlayıcı bu ortamda inovasyon engelleniyor ve ekonomik çeşitlilik sınırlanıyor.Küresel finansal piyasaların daha dalgalı hâle gelmesi, startup’ların uzun vadeli stratejiler planlamasını zorlaştırıyor ve riske karşı temkinli potansiyel yatırımcıları ürkütüyor. Ayrıca hükümetler neoliberal politikaların yarattığı sorunları gidermek için çeşitli yasal düzenlemeler getiriyor. Bu düzenlemeler startup’lar için ilave zorluklar yaratırken artan bürokratik işlemler de girişimcilerin hevesini kırıyor.Neoliberalizmin Yükselişi ve HâkimiyetiNeoliberalizm Keynesyen ekonominin ve devlet müdahaleci ekonomi politikalarının başarısızlıklarına bir yanıt olarak 20’nci yüzyılın ortalarında ortaya çıktı. Önde gelen ekonomist ve filozoflar hükümet müdahalesinden etkilenmeyen serbest piyasaların kaynakları tahsis etmek ve yeniliği teşvik etmek için en etkili yol olduğunu savundu. 1970’lerin sonlarına gelindiğinde neoliberalizm akademik bir kavramdan küresel bir ideolojiye evrildi. Bu ideoloji deregülasyonu, sosyal harcamaların azaltılmasını ve devlet mülkiyetindeki işletmelerin özelleştirilmesini destekleyen politikaları etkiledi.Neoliberal devletse serbest piyasa ekonomisine uygun koşulları yaratmak için büyük resimden çıkmaya başladı. Piyasa özgürlüklerinin kalkınma ve refah getireceği fikri destekledi. Ekonomileri yeniden şekillendiren bu ideolojiyle birçok ülke ve sektör kalkındı. Küreselleşmenin, teknolojik ilerlemenin ve çok uluslu şirketlerin etkisinin yükselişi, neoliberal ilkelerin küresel ekonomik sistemlerde daha da kökleşmesini beraberinde getirdi.Neoliberalizmin GerilemesiBaşlangıçtaki başarısına rağmen, neoliberalizm artan eleştirilere maruz kaldı. 20’nci yüzyılın sonları ve 21’inci yüzyılın başlarındaki finansal krizler, özellikle 2007-2008 krizi düzenlenmemiş finansal piyasalardaki önemli kusurları ortaya çıkardı. Krizle gelen ekonomik durgunluk, artan işsizlik ve gelir adaletsizliğiyle finansal kurum ve ürünler üzerinde daha sıkı küresel düzenlemeler yapıldı. Uzun süreli durgunluklar, toplumsal hoşnutsuzluk ve siyasi muhalefet de neoliberal politikaları sorgulamamıza yol açtı. Eleştiriler arasında piyasa çözümlerine aşırı vurgu yapılması ve elitlerin politika yapım sürecinde ve sonuçlarında sahip olduğu fazla etkiyle piyasaların ve kurumların finansallaşması var. Yatırım İklimiEkonominin finansallaşmasıyla sermaye akışları üretken yatırımlar yerine para ve sermaye piyasalarındaki yatırım araçlarına yöneldi. Hâliyle startup’lar melek yatırımcılar veya risk sermayesi gibi kurumlardan fon almakta zorlanmaya başladı. Artık dünya genelinde kripto para birimleri, blokzincir, NFT’ler ve spekülatif borsa yatırımları daha çok tercih ediliyor. Birçok startup yatırım ve büyümelerini finanse etmek için sermayeye ihtiyaç duyuyor. Fakat küresel ekonomideki belirsizlik ve bölgesel gerginlikler sermayeye erişimi sınırlandırıyor. Küresel finansal piyasaların daha da dalgalı hâle gelmesi startup’ların uzun vadeli stratejiler planlamasını zorlaştırıyor. Yatırımcılar da risk almaya daha temkinli yaklaşıyor. Ayrıca hükümetler neoliberal politikaların yarattığı sorunları gidermek için çeşitli yasal düzenlemeler getiriyor. Bu düzenlemeler startup’lar için ilave zorluklar yaratırken artan bürokratik işlemler de girişimcilerin hevesini kaçırıyor.Neoliberalizmin sonu mu?Yapısal ekonomik değişimlerin yanı sıra startup’ların karşılaştığı zorluklar ve daha geniş ekonomik değişimler, neoliberalizmin giderek daha yüksek sesle sorgulandığını gösteriyor. Fakat salt bu gelişmelere bakarak neoliberalizmin sonunu ilan etmek erken olabilir. Tabii kapitalizm her girdiği krizden dört başı mamur çıkarken kendisi de dönüşüyor. Örneğin artık yatırımcılar ve startup’lar değişen ortama uyum sağlayarak kâr hedeflerini sosyal ve çevresel amaçlarla birleştiren sürdürülebilir yatırımlara, sosyal girişimciliğe ve etki yatırımlarına yöneliyor. Teknolojideki ilerlemeler yapay zekâ, biyoteknoloji ve yenilenebilir enerji gibi alanlarda yeni yatırım fırsatları yaratıyor. Bu sektörler de diğerlerine göre daha fazla sermaye çekiyor. Bu da piyasaların hâlâ kaynakları yenilikçi sektörlere etkili bir şekilde yönlendirebildiğini ve yüksek getiri potansiyeli olduğunu gösteriyor. Eleştirilere rağmen, sermaye piyasaları küreselleşmeye devam ediyor. Sınır ötesi yatırımlar ve uluslararası işbirlikleri sürüyor. Bu da serbest sermaye hareketinin liberal ilkelerinin hâlâ geçerli olduğunu gösteriyor. Hükümetler de bu süreçte neoliberalizmin eksikliklerini gidermek için düzenlemeler getiriyor. Fakat yine de liberal ekonomik politikalardan tamamen vazgeçilmiyor. Piyasaların kırılganlığını önlemeye yönelik düzenlemeler yaparak küçük işletmeleri ve startup’ları desteklemeye ve rekabeti geliştirmeye çalışıyorlar.Ekonomik krizlerle mücadelede hükümetler daha aktif rol üstlenmeye başladı. Kilit sektörlerin kurtarılması, niceliksel genişleme gibi para politikaları ve mali teşvik paketleriyle piyasaya müdahale ediyorlar. Yerli endüstrileri korumak için tarife ve kısıtlamaların uyguladığı korumacı politikalar da yükselişte. Artan gelir eşitsizliği ve toplumsal hoşnutsuzluk da sistemik değişim talep eden sosyal hareketleri körüklüyor. Servetin yeniden dağıtılmasını, piyasaların daha sıkı düzenlenmesini ve piyasa özgürlükleri üzerinde sosyal refahın önceliklendirilmesini destekleyen politikalara olan destek artıyor.Bu dinamikler göz önüne alındığında, yatırım ortamının gelişmeye devam etmesi muhtemel. Girişimler ve yatırımcılar yeni gerçekliklere uyum sağlamak için stratejilerini ayarlamak zorunda kalabilir. Girişimler çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) sorunlarına çözüm sunar hâle geldikçe sorumlu yatırım ortaya çıkıyor. Melek yatırımcıların yanısıra startup’lar kitlesel fonlama, tokenizasyon, mikro krediler gibi alternatif finansman yöntemlerini de keşfediyor. Böylece yatırım fırsatlarının demokratikleştiği ve geleneksel finansal kurumlara bağımlılığın azaldığı bir iklime geçiyoruz.Neoliberalizm Tartışmalarına Bir Söz Ekonomik ve politik dinamikler devletin ekonomideki rolünün yeniden belirlendiği ve alternatif yaklaşımların benimsendiği bir dönüşüm sürecine işaret ediyor. Bunu fark eden ve uyum sağlayan yatırımcılar ve startup’lar büyümeye devam ediyor. Girişimler yeni yatırım modellerini benimseyerek sürdürülebilir büyümeye odaklanarak ve daha geniş bir paydaş yelpazesiyle etkileşim fırsatları yakalayabilir. Neoliberalizmin sonuyla ilgili tartışmalar kârı sosyal sorumlulukla dengeleyen ve değişen dünyada uzun vadeli refah ve dayanıklılık sağlayan yatırım uygulamalarını yeniden tanımlamak için bir fırsat olabilir.Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.