Bir şeylerin ters gittiğini hissediyor ama sebebini bulamıyorsanız, yaşadığınız durumun bir adı olduğunu öğrenmek bile içinizi biraz rahatlatabilir. Yalnız değilsin.Bu bilinen bir durum.Nasıl üstesinden geleceğimizi bilmesek de en azından nedensiz olmadığını ve durumu düzeltmek için çalışmalar yapıldığını biliyoruz.İster tuhaf bir ağrıyla doktora gittiğinizde ister doğru yaptığınızdan emin olup yine de bir uygulama veya programı çalıştıramadığınızda… Sadece bana has olmadığını bilmek içimi rahatlatıyor. “Bu şey her neyse, en azından gerçek.” diyor insan. Bu bilgiyi cebimize koyup Avusturya çıkışlı yeni bir nörobilim araştırmasına bakalım. Araştırmaya göre, eğer bitmek bilmeyen Zoom toplantıları veya benzer video görüşmeler yüzünden tükenmiş hissediyorsanız nedeni sizinle alakalı olmayabilir.Hatta araştırmaya göre asıl sebep, zihnimiz ve bedenimizin teknolojiyle etkileşiminin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan beyindeki bitkinlik hâli.Tahmin edersiniz ki pandemi sürecinde Zoom ve benzeri uygulamaların kullanımında ciddi bir artış yaşandı. Pandeminin getirdiği mobilizasyon kısıtlamalarının arşa çıktığı o günlerde, ekonominin işleyişini sağladığı için kendisine her ne kadar minnettâr olsak da araştırmacılar, buzdağının görünmeyen kısmına dikkat çekiyor.Şimdi çalışmaya bir bakalım. Yukarı Avusturya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ve Graz Teknoloji Üniversitesi’nden araştırmacılar, mühendislik öğrencileri üzerinde bir çalışma gerçekleştirmiş. Bu çalışmada öğrenciler iki gruba ayrılmış. İlk gruptaki öğrenciler hem sınıf ortamında hem de online platformlar üzerinden derse katılırken ikinci gruptaki öğrenciler sadece Zoom benzeri platformlardan derslere katılmış. Saha çalışması sonrası öğrencilerle deneyimleri üzerine yapılan görüşmeler sonucunda ruh hâlleri ve yorgunluk seviyelerine dair söyledikleri kayıt altına alınmış. Derinlemesine mülakat metodunun yanında araştırmacılar, öğrenciler üzerinde elektroensefalografi (EEG) ve elektrokardiyografi (ECG) kullanarak beyinlerindeki fiziksel karşılığını da takip etmişler.Bulgulara göre video konferansa katılanların hissettiği yorgunluk seviyesi canlı derse katılan gruba kıyasla daha fazla. EEG ve ECG sonuçları da öğrencilerin beyanlarını tasdik ediyor.Araştırma raporuna göre: “Hem yapılan derinlemesine görüşmeler hem de nörofizyolojik veriler gösteriyor ki, video konferanslar yüz yüze görüşmelerle karşılaştırıldığında (mevcut literatüre göre) bitkinliğe işaret eden nörofizyolojik değişimlere sebep oluyor.” Birçok insan bu araştırma sonuçlarından sonra derin bir nefes alacak gibi görünüyor. Nedeni kesin olarak tespit edilmese de video görüşmeler hepimiz için yüz yüze olanlardan çok daha yorucu. Bu, katılımcıların disiplinsizliği ya da dikkat eksikliğinden kaynaklanmıyor. Bu yorgunluğun kaynağı video konferansın tabiatı.Scientific Reports’ta yayınlanan bu araştırma sonucunda kimse insanların video konferansları rafa kaldırmasını beklemiyor. Ayrıca araştırmacılar şöyle not düşüyor:Çalışma sonucunda video konferans uygulamalarının yüz yüze etkileşimin tamamlayıcısı olarak kullanılabileceği ancak asla yerine geçmemesi gerektiği tespit edildi.Tabii ki video konferans için tek uygulama Zoom değil. Fakat araştırmaya konu olan üniversitelerde daha çok o tercih edildiği için bu araştırmada esas alınan da o oldu. Araştırmanın sonuçları üzerine yorumlarını almak için Zoom yetkilileri ile irtibata geçtim. Olumlu dönüş almam durumunda görüşlerini bu makaleye ekleyeceğim.Gelecekte bu konuyla ilgili daha fazla araştırma yapılacak gibi görünüyor. Örnek olarak da Finlandiyalı araştırmacıların hakemli yayınlar yapan İş Sağlığı Psikolojisi Dergisi’nde çıkan çalışmasını ele alabiliriz. Ofis çalışanlarının kalp atış hızını gün boyu takip ettikleri araştırmada onlar da benzer sonuçlara ulaşıyor.Video konferans görüşmeleri sırasında konu ne olursa olsun çalışanların kalp atış hızının düştüğü gözlemleniyor. Bu kısaca, sıkılma ve uyuklama demek. Henüz kesinleşmemiş olsa da sonuçlar, sanal görüşmelerin doğası gereği sıkıcı bulunduğunu gösteriyor. Belki de yorgunluk sandığımız budur. Tıpkı ücretsiz yayınlanan e-kitabım Nörobilim: Yaşamınız İçin Zihninizi Anlamak Ve Eğitmenin 13 Yolu’nda yazdığım gibi, insan beyninden daha büyüleyici bir şeyin olmadığı aşikâr. Özellikle bu bölüm hakkında daha fazlasını duymak için sabırsızlanıyorum; gerçi düşününce, belki de yüz yüze dinlemek daha iyi olur.Orijinal Yayın Tarihi: 18 Kasım 2023Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, incturkiye.com’a değil, yazara aittir.Çok daha fazlası için Inc. Türkiye bültenlerine kaydolun.